Diyarbakır yerel seçim yarışının en sert geçeceği illerden biri. Sebep açık: Diyarbakır DTP'nin
"kalesi" .
Bu nedenle diğer illerin aksine Diyarbakır'da siyaset kesin olarak iki cepheye ayrılmış durumda. AK Parti ve DTP dışındaki partilerin esamisi bile okunmayacak gibi görünüyor.
Hatta neredeyse, DTP karşısında bütün partiler AK Parti'nin kazanması için çaba harcıyor. Bu yaklaşım Kürt eksenli siyasetin yani DTP'nin
"sivil" alandan uzaklaşmasına yol açacak ama nedense bu düşünce
Türkiye'de bir hayli ilgi görüyor.
Önceki gece Kanal 7'de Erhan Çelik'in sunduğu
İskele Sancak programında Diyarbakır büyükşehir belediye başkan adayı
Kutbettin Arzu ile birlikteydik. Arzu, hem Diyarbakır'ın şehir sorunlarını iyi biliyor, hem de
Türkiye'nin elini kolunu bağlayan "Kürt sorunu"nu.
Kürt meselesinin barış içinde çözülmesine giden yolda Diyarbakır'ı kazanmanın önemli olduğunu dile getiren
Arzu şöyle diyor:
"Kürt sorunu inkâr ve asimilasyon politikalarıyla çözülemez. Bu gerçeği artık hepimiz biliyoruz. TRT Şeş gibi demokratik adımların devam etmesi ve silahların susması için halkın iradesini ortaya koyması gerekiyor. Bunu koyacağına da eminim."
Peki, yerel yönetimleri güçlendirmek Kürt sorununun çözümünde bir formül olabilir mi? Yani belediyelerde ikinci dil olarak Kürtçenin kullanılması mümkün mü?
Arzu, bu konuda "Zamana ihtiyaç var" diyor ve devam ediyor:
"Yerel yönetimleri güçlendirmek elbette bu sorunu çözmede önemlidir. Şimdi üniversitelerde Kürt Enstitüsü gibi çalışmalar yapılıyor. Seçmeli dersler devreye girecek. Bunlar yeni bir ortam yaratacak. Zaman içinde de yerel yönetimlerde Kürtçe bir dil olarak kullanılabilir."
Kutbettin Arzu, Diyarbakır'ı daha yaşanabilir bir şehir yapmak için iyi hazırlandıklarını belirtip, Diyarbakır'ın benzersiz özelliklerini dile getiriyor:
"Diyarbakır hizmete aç durumda. Müthiş olanakları olan bir şehir... Hem tarihi derinliğe sahip, hem de yeraltı zenginliklerine. Bu zenginlikleri harekete geçirdiğimizde Diyarbakır, sadece Güneydoğu'nun değil Ortadoğu'nun çekim merkezi olacak."
Devlet geçmişiyle yüzleşmeli! Arzu programda, Diyarbakır açısından simgesel anlamı olan bir projeden de bahsetti.
12 Eylül askeri darbe döneminde binlerce insanın işkence gördüğü, yaşamını yitirdiği, hatta silahlı şiddetin başlamasına vesile olduğu söylenen ve insanlık dışı uygulamalarıyla hafızalarda derin iz bırakan Diyarbakır Cezaevi müze yapılacak.
Arzu bu konuya özel önem verdilerini şu sözlerle dile getiriyor:
"Devletin geçmişiyle yüzleşmesi gerekiyor. Burada yaşananlar mahkeme kayıtlarına geçmesine rağmen insanlar inanamıyor. Bu nedenle bu karanlık geçmişin, yapılan zulmün açığa çıkması lazım. Vicdanlar ancak böyle rahatlar. Bu sürece CHP'de, MHP de, diğer partiler de destek vermeli. Bu sadece bizim işimiz değil."
Ve son bir soru soruyorum Kutbettin Arzu'ya...
Seçimi DTP kazanırsa kıyamet mi kopar? Cevabı kısa oluyor:
"Yok, canım kıyamet kopmaz ama Diyarbakır'da değişen bir şey olmaz."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Bugünkü Tüm Yazıları
'Diyarbakır Cezaevi müze olacak!'
Yayın tarihi: 8 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/08//haber,D3FC4E7A0E7B4189BC4244A2B465D172.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.