kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Herkes kendine çeki düzen verecek

ŞELALE KADAK
ŞELALE KADAK
28.02.2009
Anadolu Endüstri Holding Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye'de bu krizin ardından iş yapma şeklinin değişeceğini, yeni teknolojilerin ortaya çıkacağını ve bir teknoloji devrimi yaşanacağını söylüyor Özilhan, "Sanal trilyon dolarlar kayboldu. Artık kıt olan kaynak çok kıymetli hale geldi. Eskisi kadar çok tüketemeyiz, otomobil alamayız iş yapamayız. O acayip zengin dönem artık sona erdi" diyor..
* Son zamanlarda özellikle yabancı âkil insanlardan şunu duyuyorum. Tasarruf öne çıkacak. Çevre konusunda dünya daha hassaslaşacak. Krizden sonraki iş yapma şekliyle ilgili sizin tahminleriniz nedir?
Nakit kısıtlı. Trilyon dolarlar kayboldu. Sanal böyle değerler yok artık. Herkes servetini, varlığın yüksek çarpanlarla çarpıp, yüksek değerler koyuyordu. Finans sektörü de bu sanal değerleri hakikaten değer olarak görüyordu. Ona göre kredi veriyor, teminat kabul ediyordu. Krizle bunlar bitti. Kaynak çok kısıtlı ve çok kıymetli. Bütün dünya artık bu kaynağı kullanmak zorunda. Dolayısıyla herkes kendine bir çeki düzen verecek. Bu yüzden herkes tasarruflu, dikkatli kaynak kullanacak. Verimli yerlere bu kaynağı aktaracak. Ben de dünyada bir tasarruf döneminin başlayacağını düşünüyorum. Üretimde, tüketimde; enerji, su ve hava kullanımında yani her şey de bir tasarruf dönemi başlayacak. Dolayısıyla insanlar çok daha verimli üretmek ve tüketmek zorunda. Bu da yeni teknolojileri getirecek. Başka türlü olmaz. Bu teknolojiler yetmeyecek.

BU KEZ İPLER KİMSEDE DEĞİL
Önümüzdeki kaynakları çok daha verimli, sağlık bir şekilde kullanacak bir teknolojiye yönelecek herkes. Ben bunu teknoloji devrimi olacak diye yorumluyorum. Eskisi gibi iş yapamayız. Eskisi kadar çok otomobil alamayız. Eskisi kadar gereksiz tüketim yapamayız. O acayip zengin dönemin sona erdiğini, bunu hakikaten hak edenlerin harcayabileceğini düşünüyorum.

* Bu krizde daha önceki kuşakların deneyimlerini de sormak mümkün değil herhalde...
Katılıyorum. İş hayatındaki 35'inci yılım. Bir çok krizler, sıkıntılar, problemli dönemler geçirdik. Ama en sorunlu, en sıkıntılı, en önümüzü göremediğimiz ve çözümlerin çok az olduğu bir krizin içindeyiz şu an. Çünkü bundan önceki bir çok krizi Türkiye'nin krizi olarak gördük. Hakikaten bu kez ipleri kimsenin elinde olmayan ve dışarıdan kaynaklı bir kriz. İçerde alacağımız tedbirler çok kısıtlı. Bundan önceki krizlerde yurtdışından gelen destekler, yahut uygulanan politikaların yurtdışına dönük olması, devalüasyon yapılır, ihracat artırılır yahut ithalat düşürülürdü. Bu defa bunların hiçbiri tesir etmiyor.

* Başlarda 2001 krizini yaşamış olmak Türkiye'nin avantajı deniyordu. Ama şimdi sanki bir önemi kalmadı. Her ay yeni bir şeyler öğreniyoruz...
Bu dönem hakikaten de devamlı öğrenme dönemi. Daha önceki krizlerde alınan tedbirler hemen etkisini gösteriyordu. 24 Ocak kararlarının 3-4 gün içinde artı tesirini hissetmişti Türkiye mesela. Şimdi Avrupa'da ABD'de hükümetler kararlar alıyor, trilyon dolarlık paketler açılıyor, bankalar kurtarılıyor, bir takım sektörlere çok önemli destekler tahsis ediliyor. Ama böyle bir saman alevi gibi düzeltme hemen arkasından kara delik gibi etkisi anında bitiyor. Dibini de bulamadı hala.

* Önümüzdeki yıllarla ilgili beklentinize gelelim...
Yüksek büyümeleri unutalım. Türkiye'ye çok iyi kaynak aktı son yıllarda. İyi ki almışız. Şimdi faizler düşecek, enflasyon düşecek. Kıt kaynaklarla verimli olmak zorundayız. Dışarıdan kaynak beklememeli, kendi kaynağımıza dönmeliyiz. Ben iki üç yılın böyle gideceğini düşünüyorum. Ama yüzde 4-5 büyümeler, çatlamalar, patlamalar olmayacak artık.
Haberin fotoğrafları