Sumru Ağıryürüyen Ayşenur Kolivar
İLİŞKİLİ HABERLER
Sonbahar'ın kadın sesleri
Sonbahar'ın kadın sesleri
Özcan Alper'in yönettiği Sonbahar filminin iki başarılı kadın müzisyeni Ayşenur Kolivar ve Sumru Ağıryürüyen, yıllarını müziğe adamış ama aralarına popüler kültürle mesafe koymuş iki isim. Görselliği göz dolduran Sonbahar, bu fona eklenen müzikleriyle de çoktan hafızalara kazındı..
Bu sezonun başarılı filmlerinden Sonbahar, müzikleriyle de adından söz ettirdi, hatta Premiers Plans Festivali'nde (Avrupa İlk Filmler Festivali) En İyi Müzik Ödülü'nü aldı. SİYAD-Türk Sineması ödüllerinde de en iyi yönetmen, en iyi film ve en iyi müzik dahil, dokuz ödülün adaylarından biri. Yuri Ryadchenko, Ayşenur Kolivar, Sumru Ağıryürüyen ve Onok Bozkurt'un yaptığı müzikler, filmden çıkan herkese "Keşke bir daha dinlesem," dedirtiyor. Filme damgasını vuran Daim Yusuf Orti (Yusuf'a Ağıt) parçasını seslendiren Ayşenur Kolivar ile Şehre İniş parçalarını seslendiren Sumru Ağıryürüyen'le bir araya geldik.
MÜZİK DOLU YILLAR
Sumru Ağıryürüyen'in kendi tabiriyle çok kalabalık bir özgeçmişi var. Boğaziçi Üniversitesi'nde okurken kurdukları Mozaik grubuyla başlayan geçmişi, onun yolunu Ezginin Günlüğü, Muammer Ketencoğlu, Brenna MacCrimon, Tekfen Flarmoni ve en sonunda İstanbul Sazendeleri'yle buluşturmuş. Bu müzisyenlerle ortak yapımlara imza atmış. İlk kişisel albümü ise Sonbahar'dan hemen sonra raflardaki yerini almış. Geçen yıl kaybettiğimiz Tanju Duru'nun yönetttiği Issız albümü, Ağıryürüyen'in bütün müzikal geçmişinin bir özeti gibi. Filme damgasını da vuran ağıtı seslendiren Ayşenur Kolivar ise, arkadaşından yıllar sonra da olsa yine Boğaziçi Üniversitesi'nde Kardeş Türküler'le başlamış müziğe. "Müziğe başlangıç noktamı bilmiyorum, belki çocukluk oyunlarımdadır," diyen Kolivar kadın müzisyen olmayı önemsiyor ve bunu müzik hayatının da merkezine koymuş. Hemşinli olması nedeniyle, Karadeniz müziğine özel olarak yönelen Kolivar da Birol Topaloğlu, Kazım Koyuncu, Gökhan Birben gibi birçok müzisyenle ortak çalışmalara imza atmış. Kardeş Türküler'in albümü için Karadeniz'de köy köy dolaşıp parça ararken kadın hikâyelerini ve kadın anlatılarına ağırlık vermesi, onun müzikal hayatını da şekillendirmiş. Türkiye'nin ilk Karadenizli kadın müzik grubu Daleppe Nena'yı da bu arayışların sonucunda kurmuş. Daha sonra karma bir müzik grubu olan Helesa'yı kuran Kolivar, özel bir üniversitede Türkçe dersleri veriyor ve İTÜ'de müzikoloji doktorası yapıyor.
- Kadın kimliğine müzisyen bakışından bahseder misiniz?
- A.K: Üniversite yıllarında hayatıma feminizm girdi ve birtakım kelimeler öne çıkmaya başladı benim için: Kadın dayanışması, kadın ağızlı türküler, kadın duruşu, kadınlık durumları gibi. Benim için bir de Karadenizli kadın olmak durumu var. Alan çalışmalarımda kadınlarla kurduğum ilişkileri sahneye nasıl taşıyabilirim diye düşündüm ve bu yönde çabaladım hep. Bunu başarıp başaramadığımı ise değerlendirecek olan kadınlar.
- S.A: Müziksiz yaşayamayacağımı, içimde hissettiğim şeyi dışa da yansıtmam gerektiğini düşündüğümde, bunun için elimden geleni yapmaya çalıştım. Herkesin desteğiyle ama birçok kadın için çok da kolay olmayan yolları seçtim. Bunu bir şey adına, bir tanım gereği yapmadım, böyle var oldum.
- Neden çok dilli müzik yapmak istediniz?
- S.A: Aslında çok fazla dilden şarkılar söyleyeyim diye bir hırsım hiç olmadı. Mozaik'te hoşumuza giden Yunanca, Macarca şarkıları söylüyorduk. Sonra Muammer Ketencoğlu'yla çalıştığımızda Yunanca, Bulgarca, Makedonca, Arnavutça, Boşnakça dillerine yayıldım. Rus şarkılarını, Romen şarkılarını da seviyorum.
- A.K: Üniversiteye kadar Türkçe dışında başka hiçbir dille ilişkim olmamıştı... Kardeş Türküler kitapçığını elime aldığımda şarkı sözlerini gördüm, Kürtçe, Ermenice, Azerice, Adıgece şarkılar vardı. Her bir dilin melodisini duymak, onun peşinden gitmek çok özeldi. Yaptığımız şeyler hisle ilgili şeyler, elbette sonuç olarak politik ama o hislerimi köreltmeyecek ortamlarda bulunmaya çalıştım.
- Sonbahar filminin başarısı bir yana müzikler de kendisinden çok söz ettirdi. Bunu nasıl başardınız?
- S.A: Müziği yönlendiren insanların başında yönetmen Özcan Alper geliyor. Filmi çeken bir yöre insanı olarak, kafasında nasıl bir müzik istediğini fena halde biliyordu. Müziklerde hem halk müziğinin gücü hem de az notayla ve az dokunuşla çok şey ifade edebilme derdi var. Diyalogların azlığına dokunan, boşlukları azar azar dolduran, doğaya uyum sağlayan, saygıyla duran ve iç sesleri seslendiren müzikler yapmayı başardık galiba.
- A.K: Ağıt biraz daha farklı, senaryo yazılmadan önce bile o sahne yazılmıştı Özcan'ın kafasında. Ağıtı son anda benim söylememe karar verildi. Sözlerini Özcan hazırladı, başka arkadaşlardan da sözler aldık ve oranın ağıt kalıplarına göre doğaçladım.
İLİŞKİLİ HABERLER
Sonbahar'ın kadın sesleri
Yayın tarihi: 21 Şubat 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/21/ct/haber,25EFD6F2EFD3445481C05C227169F11F.html
Tüm hakları saklıdır.