Altı minareli kültürüyle doğup büyüdüğümüz Sultanahmet'i, Beşiktaş'la bağdaştırdığımızdan bu kulübe hep ayrı bir sempati duydum. Şüphesiz Beşiktaş, Türk sporunun amiral gemilerindendir. 11 Şubat'ta bu kulübün başkanı Yıldırım Demirören'in açılış daveti üzerine, istemeyerek uyduğumuz şu kahrolası protokol gereği ayaklarım geri gide gide Fulya'nın açılışına iştirak ettim.
Çünkü Baba Hakkı ve daha nice Beşiktaşlı'nın çiğneyerek yetiştiği bu alanın nasıl kulelere dönüştüğünün hikayesi hayli mühim. Siz de öğrenince niye gitmek istemediğime umarım hak verirsiniz. Fulya'nın hikayesi 1994'te kulüp başkanı Süleyman Seba'nın satın alma talebiyle başlar. Devrin şahidi Uğur Ekşioğlu, spor bakanı Şükrü Erdem, genel müdür İhsan Coşkun, il müdürü S.Sadıklar, arsalardan sorumlu il müdür yardımcısı da bendenizim.
İçinde maliyeci, belediyeci, bayındırlık üyesi olan bir kıymet takdir komisyonu kuruyoruz. Devrin parasıyla 1 trilyon lira takdir ediliyor. Bunu çok pahalı bulan Seba ayılıp bayılıyor. İtirazı üzerine genel müdür İhsan Coşkun'dan yıldırım hızıyla gelen talimatla ikinci bir komisyon toplanıyor. Bu kez takdir yarıya düşürülüp Ankara'ya yollanıyor.
İhsan Coşkun ise şüphesiz bakan Şükrü Erdem'i de ikna ederek arsayı satıyor.
ATAR DAMAR KESİLDİ Ancak satılan arsada bir şerh var, '
Spor amaçlı kullanmak üzere' deniliyor. 1994'ten sonra değişen şartlar, idareciler, araya girenlerle şimdi bu şerh kaldırılmış ve Fulya bambaşka bir görünüm kazanmıştır.
Haa! Bu arada yukarıda adı geçen bürokratların bazıları kıymetteki bu yıldırım ucuzlama gerekçesiyle soruşturma geçirmiş, kimileri de ağır cezalarla yargılanmıştır.
Sonuçta Beşiktaş bu değişiklikle belki büyük bir servete kavuşmuştur. Müteahhit sevgili Aşçıoğlu da inanılmaz bir yürekle dev bir yapı yapmıştır. Ancak Beşiktaş camiası şehrin göbeğindeki sportif atar damarını da kaybetmiştir.
Artık semtten ve Fulya'dan Beşiktaş'a futbolcu yetişmeyecektir. İşte davete bu duygularla gittim. Ve en mühimi; oraya kısa süreli de olsa Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, çok değer verdiğim Hüsamettin Özkan, Hikmet Çetin, Şükrü Erdem, Rahmi Koç gibi önemli isimler iştirak etmişti.
Gecenin ünlüleri yanında bence en mühim adam bu alışverişi titreyerek yapan Süleyman Seba'dır. Ve dikilen bu milyarlık kulelere rağmen bir devrin mağdurları ise adı geçen bürokrat ve bizlerdik.
Bu hikayeyi sanırım Demirören yeni öğrendi. Arzu ederse Ümraniye Tesisleri'nin hikayesini de devrin şahitleriyle kendisine nakledebilirim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 13 Şubat 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/13//haber,695016F799414C5BB358B0EC7F2AAFAC.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.