kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Şubat 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Yazıktır, üzmeyin şu yaşlı CHP'lileri

Dinin d'sini işittikleri anda kulakları dikiliveren CHP'liler şaşkın vaziyette. Deniz Baykal başta olmak üzere, partili yöneticilerin din açılımı diye yaptıklarına bir anlam vermeye çalışıyorlar.
İçlerinde en vahim durumda olanları, yaşlı ve sofu Kemalistler: Demode klişelerini tekrarlamaktan başka, ellerinde bir şey gelmiyor: "Laik cumhuriyet elden gidiyor", "Karşı devrime teslim oluyoruz" vb.
Bu yaşadıkları üçüncü travma:
1) İlk travma 1950 seçimlerinden önceydi. İkinci Dünya Savaşı biterken Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Türkiye'nin Batı bloğunda yer alacağını, bunun için de çok partili yaşama geçilmesi gerektiğini anlamıştı.
Çok parti demek, birtakım politikacıların, başta din olmak üzere halkın değerlerini siyasete yansıtması anlamına da geliyordu.
İnönü, CHP'nin yeni dönemde ayakta kalabilmesi için imam hatip okullarını açtı.
CHP'nin son yaptığı ezanın tekrar Arapça okunmasını desteklemek oldu ki dönemin Kemalistleri bugünküler gibi bağırıp çağırmıştı.
2) İkinci travma, 1973 seçimlerinden sonra yaşandı. Tek başına hükümet olamayan CHP Başkanı Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan'ın Milli Selamet Partisi ( MSP ) ile koalisyon kurdu. Katı Kemalistler çılgına döndü.
3) Böylece şimdilerde yaşadıkları üç numaralı travma oluyor. Çarşaf açılımları, Kuran kursu vaatleri deprem etkisi yaratıyor.
Bağıran çağıran çok da, bu kararın niye verildiğini soran ve klişeler haricinde cevap arayan pek az.
Nedir bu şimdi? Yeni bir strateji mi, yoksa basit bir taktik
hamle mi?
Din denildi mi, kâh akortsuz sesler çıkarmaya başlayan, kâh askeri marşlar söyleyen bizzat Baykal değil miydi?
Üniversitede türban serbestliği getiren Anayasa değişikliklerini ( 10'uncu ve 42'nci maddeler) koşa koşa Anayasa Mahkemesi'ne götüren de Baykal değil miydi?
O halde ne oldu da böyle şaşırtıcı kararlar alıyor?
Niye partideki sert Kemalistlerin sesi soluğu pek çıkmıyor? Yoksa kulakları çekildi de, yeni durumu kabullenmeye mi başladılar?
Tekrar soralım: Bu stratejik bir değişiklik mi yoksa seçim taktiği mi?
Ben bu durumun, bürokratik elitin yeni bir stratejisi olduğunu sanıyorum.
( Not: Bunlar, kritik kararları karşı tarafa aldırırlar. En güzel örnek, idam cezasını kaldırarak Apo 'yu ipten kurtaran yasa değişikliğinin altında MHP'nin imzasının olmasıdır.)
Çarşaf, Alevi, TRT 6 gibi açılımlarla bürokratik elit, özü milliyetçilik olmayan bir dayanışma ruhu yaratmaya çalışıyor.
Hemen, birlik beraberlik güzel bir şeydir, demeyin.
Önemli olan bunun hangi amaçla yapıldığıdır.
Avrupa Birliği'ne girebilmek için de kullanabilirsiniz, savaşa hazırlanmak için de.
Acaba hangisi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın