On binlerce işsiz öğretmen adına iktidarın protesto edildiği gün...
Onlara sahip çıkabilmesi gereken ana muhalefetin güçlü adamı
"adaylardan para almak"la suçlanıyor.
On binlerce
"alttaki asker"in
"Devrim müjdesi"nden hakiki hak bekleyip hayal kırıklığına uğradığı gün, Meclis'te onlara sahip çıkmış olması gereken iktidarın en güçlü adamının yakınları
"kuyumcuda" çıkıyor.
Gölge İktidar ve ana muhalefet
"çok güzel işler" de yapıyor olabilir...
Ama bu işler
"çok güzel işler" değil.
Büyük ölçüde gönüllü, ama ille
"gönülden" bir kamu hizmetine talip olma ve onu yerine getirme işi de sayılan siyasetin gölgesinde...
Onca insanın hak ettiklerini kaybettiği...
Onca insanın hak ettiğini alamadığı...
Kırıklıkların, kırgınlıkların, yılgınlıkların onca aileyi sarıp sarmaladığı bir memleket ve ortamda,
bir millet seyrettiğine de bu kadar kahrolmamalı! Siyasetin gölgesi, yakın menfaat ihtimalleri ve ihlalleriyle malul olmamalı... deseniz, hikâye!
Şakak "Bugünlerde bir arkadaşımız daha dayanamadı. 7.65 İspanyol malı Lama'yı
şakağına dayadı, tetiği çekti. Daha sonra silahı çantasına koydu, çantanın ağzını kapattı. Beni eve götürün demiş, ben iyiyim...
Arkadaşları düştüğünü zannetmişler, sonra kanlı namluyu görmüşler. Şaşırtıcı ama gerçek.
Dört yaşında bir oğlu, on iki yaşında bir kızı vardı. Adı Hüseyin KORKMAZ. Dz. Tls. Kd. Bçvş. Güney Deniz Saha Komutanlığı GKM'de çalışıyordu...
Sebep, ödeyemediği kredi kartları borcu . Hani derler ya, dağ gibi bir delikanlıydı. Kara yağız, uzun boylu, dev gibi adamdı.
Bankaların ve kendisine emeğinin karşılığını bir türlü vermeyen yetkililerin acımasızlığı karşısında yiğitliği fayda etmedi.
Üç gün DEÜ hastanesinde yattıktan sonra bugün 06 Şubat 09 saat 11'de vefat etti, bir göğ ekin daha biçildi, yandı içimiz, hakikaten ölümden gayrisi yalan.
Bize emeğiniz geçti, sizi çok sevdik, bizden kıldık,
bilmenizi istedik." Eşitlik Şakağa dayadığı saatlerde,
"Astsubay devrimi" diye duyurulan
"İyileştirici düzenlemeler" Meclis'e gelmekteydi.
Tam can verdiği gün, tam o saatte, kendisinden de
"altta" 17 uzman çavuş, 45 yaşına geldikleri için veya onca badireden sonra sağlıklarında bozulma görüldüğü için, emeklilik hak etmeden sokağa, çöpe atılışlarını duyurmaya çalışıyordu.
Tam can verdiği gün, Meclis'te, bir, iki
"düzenleme" dışında, ala ile vala ile, astsubayların
"nöbet tutma süresi" 24 yıldan 30 yıla, 50 yaşlarına kadar çıkarıldı. Rütbe bekleme süresi uzatıldı; oysa albaylarda mesela, kadrosuzluk tazminatı ile emeklilik yolu seçilebilmişti.
Bir önergeyle getirilmek istenen
"artık astsubaylar da 1'in 4'ünden emekli olabilsin" hakkı ise, (bir kez daha) Genelkurmay kararı ve iktidar oylarıyla reddedildi.
Önergeye ret çağrısını, Komisyon'da önergeyi benimsemiş gibi görünen Komisyon Başkanı AKP'li Hasan Kemal Yardımcı yaptı! Önergenin gerekçesi, "Eşitliğin sağlanması" idi! Gemiler Hayat (ve ölüm) öyle tuhaf ki...
Bir savaş gemisi daha, zor koşullara, aşırı mesailere demir atmış subay, astsubay, askerlerle
"Somalili korsanlara karşı ticari gemileri koruma" seferinde.
Mesela, AKP'li
Yardımcı'nın
Karagöl gemisi de, daha kasımda korsanlarca kaçırılmıştı.
İşte, bir denizci arkadaşları
"şakağına dayamış da iki çocuğunu bırakıp gitmiş" denizciler,
"1'in 4'ünü asla hak etmedikleri" (Genelkurmay'ın da arzusuyla)
Yardımcı tarafından ilan edilmiş astsubaylar, yemeyip içmeyip
Yardımcılar' ın gemilerini de koruyacak!
Gemiler korunacak ama iki çocuk babası şakaklar teslim olabilecek! Devrim Burası kâğıt üstünde, cumhuriyet. O yüzden, yine kâğıt üstünde,
"Eşitliğin sağlanması" pekala önerilebiliyor.
Ama her türlü kâğıdın üstünde, burası esasta
"Gemilerde talim var, şakağımda mermim var" ülkesi. Yüz binlerce sivil veya asker
"alttaki" insan, ruh ve şakakta binlerce izle... İktidar kuyumcuları ile ana muhalefet komisyoncularını izliyor!
Sözü
"alttakiler" e bırakayım:
"Gerçekten de devrim böyle olur. İnsanlar ancak bu kadar devrilebilir!" "Balon patladı, yarım milyonluk astsubay camiası kandırıldı." "Astsubay devrimi diye buna denir. Mevcut haklar da alınır. Hayırlı olsun!" "Devrim nerede kaldı. Somali'de bile daha fazla adalet olabilir." "Öyle kırıldım ki, kendimi bu memlekete ait hissedemez oldum." Bu insanlara, cumhuriyet, demokrasi ve hukuk devleti ile adaleti anlatın bakalım!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 8 Şubat 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/08//talu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.