kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Şubat 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Bir yıl önce olsa AKP kapatılırdı

Geçen çarşamba, ABD'nin demokrat çizgideki fikir üretim kuruluşlarına ve Ortadoğu uzmanlarına dayanarak, Başkan Obama döneminin temel dış politika yaklaşımını anlatmaya çalışmıştım.
Başkan Bush zamanında olduğu gibi, çeşitli devletleri (mesela İran ) ve örgütleri (mesela Hamas ), daha baştan terörist diye damgalama dönemi artık kapanıyor.
Bundan sonra masaya oturularak önce anlaşma zemini aranacak.
Diplomasinin öne çıkacağı bu dönemde, savaş mümkün olduğunca ötelenecek, son çare olarak düşünülecek.
Başbakan Erdoğan geçenlerde yaptığı konuşmalarla Hamas yanlısı bir imaj vermişti. Ardından, yani perşembe akşamı Davos olayı patladı.
Eğer bunlar geçen yıl (Ocak 2008) olsaydı, hiç kuşkunuz olmasın, Anayasa Mahkemesi' ndeki davayla AKP kapatılırdı.
Ama bugün durum farklı:
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in karşısında İsrail'in Filistin politikasını kıyasıya eleştiriyor ve pire için yorgan yakmayalım cevabını alıyor.
Nasıl böyle olabiliyor?
Şöyle: Erdoğan bir anda sokaktaki Arapların ve bilhassa Sünnilerin manevi lideri haline geldi.
Bu durumdan kimler rahatsız olur?
Birkaçını sayalım:
1) Irak ve Filistin'deki çatışmalar bitmeye yüz tuttuğu ölçüde Ortadoğu'daki etkinliği azalacak İran . (Yakında görürsünüz.)
2) Arap dünyasının ağabeyi rolüne soyunan ama bunu pek beceremeyen Mısır .
3) İsrail devletinin ve hükümetinin savaş yanlısı şahinleri. (Türkiye'de nasıl PKK sorunundan nemalananlar varsa, İsrail'de de Filistin sorunundan nemalananlar var.)
ABD, Irak'tan kuvvet çekmeye hazırlanırken, Türkiye etkin bir aktör olarak devreye giriyor.
Sadece askeri ve ekonomik gücüyle değil liderlik olarak da (yani siyaseten) bunu yapacak hale geliyor.
Dikkat edin: Davos tavrıyla Erdoğan, İsrail üzerinde baskı kurmadı, tersine Hamas üzerinde nüfuz sağlamış oldu.
Başkan Obama dönemi diplomasi süreçlerinde, Hamas'ı masaya oturtacak, "Sen de İsrail'e saldırmayı bırak" diyecek olan da artık Başbakan Erdoğan'dır.
Türkiye'nin yumuşak gücü bir gecede katlanmıştır.
Şunu da unutmayalım: Başbakan Erdoğan, İsrail'i kıyasıya eleştiriyor ama Türkiye-İsrail ekonomik ilişkileri onun döneminde yediye katlandı, askeri ilişkiler de aynen devam ediyor.
İsrail'deki barış yanlısı güçler ve hayatları teyakkuz halinde geçen insanlar, Erdoğan'ın çıkışının kendi çıkarlarına olduğunu, kısa bir sürede kavrayacaktır.
Çünkü Bush döneminde, terörist denilerek itilip kakılmış, ezilmiş, öldürülmüş grupların başında; bundan sonra, makul, mantıklı, barış yanlısı ve (bu nokta önemli) İsrail düşmanı olmayan bir ağabey bulunacak.
Yukarıdaki çözümlemeye bakarak pembe bir tablo çizdiğimi sanmayın.
ABD'de, İsrail'de, Ortadoğu'da ve Türkiye'de barış istemeyen, var güçleriyle diyalogu baltalamaya çalışacak odaklar var.
Mesela avantacı medyada konuşlanarak, "Erdoğan terörist Hamas'a sahip çıkıyor" diyen yerli neocon'ların, aynı zamanda Ergenekon dostu olması tesadüf mü?
Son olarak: Obama dönemi, Türkiye'nin milliyetçi ve statükocu kesimlerinde ciddi sıkıntılara (mesela soykırım meselesi) yol açacak. Onu da bilelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın