Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı. İktidar karşısında ciddi bir rakip bulunması, demokrasi açısından fayda sağlar. Kılıçdaroğlu, yolsuzlukların takipçisi olan bir politikacı imajını topluma yerleştirdi. Böylece, CHP'ye ilgi duymayan seçmenin dahi sempatisini kazandı. CHP'li İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in açılım politikalarını da hesaba katarsak, belki Kadir Topbaş'ın her zamankinden daha fazla çalışması gerekeceğini söyleyebiliriz.
Ama dikkat: Yolsuzluk iddiaları, iki tarafı keskin bir bıçak gibi. Eğer, doğru adama yöneltmezseniz, gelir sizi bulur. Kadir Topbaş'ın, İstanbullular nezdinde
"dürüst adam" imajı var. Sade, sakin, çalışkan ve yumuşak biri olarak tanınıyor. Hani diyorum ki, Kılıçdaroğlu gaza gelip, sonuç alamayacağı bir yolsuzluğu seslendirirse, son aylarda elde ettiği itibarı kolayca kaybedebilir. Keşke, hem Ankara'da, hem İstanbul'da, belediye başkan adayları, kamuya açık programlarda tartışabilseler. Tabii liderler de. Katılımcı demokrasilerde, kamuoyunun, hadiseleri yakından izlemesi, iddiaları duyup, cevaplarını işitmesi faydalıdır. Yalnız özen gösterilmesi gereken bir husus var: Bu gibi toplantılar, mevcut belediye başkanları
"sanık sandalyesine" oturtularak gerçekleşmemeli. Galiba, Kadir Topbaş, Melih Gökçek
"düellosunu" hatırladı; böyle bir formattan çekindiği için Kılıçdaroğlu ile tartışmayı reddetti.