Akbank'ın desteğiyle Türk sanatseverlerle buluşan ve yakında bitecek olan
Sabancı Müzesi'ndeki
Dali sergisine ilgi öylesine büyük ki,
Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer ve ekibi müze önündeki kuyruğun fotoğrafını çekip çekip
Dali Müzesi'ne gönderiyormuş.
Sergiyi bir ay değil 10 gün uzatmak için dahi müzenin kılı kırk yardığını öğreniyoruz. Ama sonunda Nazan Ölçer hedefine ulaşmış.
"Onlar da haklı. Çünkü gelen eserler arasında hiç ödünç verilmeyen kağıt eserler de var" diyor.
Neticede 18 Eylül'de başlayan Dali Sergisi 1 Şubat'a kadar uzatılmış oldu.
Akbank Yönetim Kurulu Başkanlığı Danışmanı görevine atanan
Hayri Çulhacı ve Nazan Ölçer'in verdiği bilgilere bakılırsa, Dali sergisine olan ilgi Picasso ile başa baş.
Picasso'yu 250 bin kişi dolaşmıştı .
Dali Sergisi'nin bitmesine bir kaç gün kaldı ama neredeyse bu rakama ulaşılmış. İşin ilginç yanı, sergiye içerden olduğu kadar yurtdışından da ilgi var.
Bulgaristan'dan mektup Ölçer, Bulgaristan ve Makedonya gibi ülkelerden mektup geldiğini, sergiyi uzatıp uzatmayacaklarını sorduklarını söylüyor. İçeride ise Anadolu kentlerinden gelenler, özellikle de okulların toplu yaptığı ziyaretlerin çokluğu dikkat çekiyor.
Ama bunların içinde açıkçası beni en çok ümitlendiren Anadolu'dan en çok göç alan
Sultanbeyli gibi belediyelerin organizasyonuyla kadınların yaptığı toplu sergi ziyaretleri.
Kimi zaman müze kimi zamanda belediyelerin sağladığı araçlarla ev kadınları dünyanın en ünlü sürrealist ressamlarından biri olan Salvador Dali'nin gerçek üstü resimlerini görmeye geliyormuş. Nazan Ölçer,
"İçlerinde İstanbul Boğazı'nı, İstanbul'u ilk kez görenler vardı" diyor. Ve sonra bu kadınlar sergiyle ilgili yazılar yazıyormuş. Kadınlardan biri,
"Hayatımın en güzel günüydü. İlk kez kendimi misafir gibi hissettim, öyle ağırlandım" demiş mesela. Bir tanesi yazısının kenarına nakışlar yapmış. Ama bu kez çiçek vs değil, resmen soyut çizimlerle nakış işlemiş.
Ön yargılar havada kaldı! Ölçer,
"Dünyayı değiştiriyoruz demiyorum. Ummanda bir zerre belki ama gayret ediyoruz" diyerek bu çalışmaların kadınların hayatlarında yaptığı değişikliğe dikkat çekiyor.
Özel müzeler geliştikçe insanların dünyası da zenginleşiyor. Bugünlerde
Mimar Sinan Üniversitesi'nde okuyan öğrencilerin sürrealizmden başka bir şey konuşmadığını öğreniyoruz. Kütüphane kitap yetiştiremiyormuş.
Tam da bu noktada Nazan Ölçer daha önce yaptıkları ve çıplak heykellerin de yer aldığı Roden sergisine atıfta bulunuyor.
"Ön yargıların havada kaldığını düşünüyorum" diyor.
Roden sergisindeki çıplak heykeller konusunda Ölçer de ilk başta tepki olur mu düşünmüş. Ama sonra bakmış başı bağlı kadınlar, çıplak heykellerin önünde çizim yapıyor, videoları sonuna kadar izliyor.
Ölçer'in yorumu, 'Doğru yaklaşımla sınırlar aşılıyor'şeklinde.