Oynak yapım genlerimden
MELİS D. ÇALAPKULU
25.12.2008
TV programında ünlü taklitleriyle güldüren Yavuz Seçkin: "Oynak yapım genetik. Çocukken babam her akşam sazı eline alırdı, dört erkek kardeş çiftetelli oynardık."..
Yıllardır Yavuz'un Minibüsü adlı radyo programında insanları güldürüyordu. Sonra Avrupa Yakası'nın Sertaç'ı olarak geniş kitleler tarafından tanındı. Bir komedyen olarak patlaması ise TV8'deki Comedya programıyla oldu. Yavuz Seçkin 14 bölümdür Comedya ile izleyenleri kırıp geçiriyor. Özellikle televizyonda Ahmet Çakar, Mehmet Ali Birand ve radyoda yaptığı Aziz Yıldırım taklitleriyle ses getirdi. Trafikte giderken insanlar aracının camını açtırıp taklit yapmasını istiyormuş ondan. Röportaj yaparken anladık ki o da bu durumu son derece içselleştirmiş. Herhangi biriyle ilgili bir şey anlatırken mutlaka taklidini yaparak konuşuyor.
- Önce sizi biraz tanımak isterim. İki çocuğunuz var. Kaç yaşındasınız?
- 1969 doğumluyum. Yılbaşı gecesi doğmuşum. Aslında üç erkekten sonra kız bekleniyormuş, biraz sürpriz olmuşum.
- İyi kız adı koymamışlar...
- Kız adı koymamışlar ama altı-yedi yaşıma kadar çok narin, kız gibi büyütülmüşüm. Uzun, belime kadar saçlarım varmış. Birkaç tane etekli fotoğrafımı buldum sonradan. Allah'tan kalıcı bir şey olmadı yani (gülüyor).
- Nasıl bir aileydi sizinkisi?
- Babam, fotoğraf malzemesi toptancısıydı.
Rahmetli oldu. Annem ev hanımı. Babam çok güzel saz çalardı. Biz dört erkek kardeş her akşam çiftetelli oynardık. Babam sazı eline alırdı, evin salonunda halaylar, çiftetelli, göbek atmalar... 'Haydi oğlum, aman yallah,' diye bir şey derdi babam. Zenne gibi, her akşam oynardık.
- Şenlikli bir aileymişsiniz yani...
- Evet. Şu anki oynak, hareketli yapım da kesinlikle oradan geliyor. Babam çok esprili bir adamdı, çok gülerdi, şakalar yapardı. Genler herhalde, bana da geçmiş. Gerçi ben yeteneğimi son 10 yılda keşfettim. 28 yaşımda.
- Neden?
- Biriktirdim herhalde. Bir kıvılcım oldu, bir yetenek yarışmasıyla hayatımın tamamı değişti.
- Hangi yarışma?
- İner misin Çıkar mısın. Bir anda kendimi sahnede buldum ve birinci oldum. Ondan sonra da radyoculuğa başladım işte.
- Ama esas motor meslek lisesinden mezunmuşsunuz.
- Evet. Ben çok fazla iddiası olmayan bir çocuktum. Ailem de meslek lisesine yolladı beni.
- Daha sonra mesleğinizi yaptınız mı?
- Evet, çalıştım bir dönem. Fabrikalarda. Ağabeyim elektronikçiydi. Ben de motordan sıkıldım, elektroniğe geçtim. O da olmadı. Sonra ticaret yapmaya karar verdim.
Hediyelik eşya sattım, şaka malzemeleri, babam gibi fotoğraf malzemesi sattım.
Gültepe'deydi dükkânım, yedi metrekareydi. 11 yıl çalıştım. 21 yaşında evlendim. Çocuklarım doğdu, o dükkânla onları büyüttüm.
- Âşık mı oldunuz, görücü usulü müydü?
- Yoo... Aynı fabrikada çalışıyorduk. Öyle tanışıp evlendik.
- Sonra hemen çocuklarınız oldu galiba. Kaç yaşındalar?
- Oğlum 15, kızım 10 yaşında. Zeynep ve Oğuzhan. Zeynep doktor olmak istiyor, Oğuzhan da babası gibi olmak istiyor.
- Siz pek memnun değilsiniz galiba bundan.
- Yani derslerini çalışmasını tercih ederim. Ama işte okulda da benim klipler, benim taklitler filan...
- Hayranlar size...
- Tabii. Özellikle oğlum son zamanlarda hiç olmadığı kadar benim programımı takip ediyor. Eskiden Şahan'ı çok severdi. Ben de kıskanıyordum. Sonra baktım oğlumu kaybediyorum, hemen güzel bir projeyle yolunu buldum. Şaka tabii...
Yayın tarihi: 17 Ocak 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/17/ct/haber,CD021B07C3854D7383ECF9EA5BFD9DCE.html
Tüm hakları saklıdır.