Hep bizde olmuyor, başkalarında da var. Evet efendim, Avustralya'da bir arkadaş, üç erotik ürünler dükkânına girip plastik şişme kadınlara tecavüz etmiş! Polis şimdi DNA örneklerinden yola çıkarak kendisini arıyormuş. Hayat işte, yaşanıyor tabii böyle şeyler. Zaten oldum olası bu Avustralyalı milletinden işkillenirim ben. Bastırılmış bir cinsellikleri olduğunu düşünürüm nedense. Baksanıza, kangurular bile zıplayarak hareket ediyor. Ben bu erotik ürün dükkânlarından birine bir keresinde Hollanda'da gittiydim. Hani insan kendi kendine düşününce, dükkâna girdiğinde bir hoş olacağını zannediyor ya, beni gülme tutmuştu. Dükkânın hiçbir erotik durumu olmadığı gibi, komik birtakım abiler marketten alışveriş yapar gibi ürün seçip parasını verip gidiyordu. Bir süre beni kesen dükkân sahibi, müşterilerine bakıp bakıp güldüğüm için sonunda dayanamayıp kovmuştu dükkândan. Erotizmle olan bütün maceram işte bu kadardı...
TUHAF TUHAF KONUŞUYOR Tabii bir de doğuştan erotik olan kimseler var. Misal, Mehmet Ali Erbil tam bir erotik insan. Ağzını açınca erotizm fışkırıyor mübarekten. Şimdiye kadar, normal koşullarda rahatlıkla taciz olarak değerlendirilebilecek pek çok 'şaka' yapmış olması, televizyon ekranlarından canlı canlı küfretmesi, nihayet canlı yayına çıkardığı bir ibişin pantolonunu indirerek adamı anadan üryan biçimde tüm milletimize sergilemesi, falan, bütün bunlar yetmedi, Ali Poyrazoğlu ve Korhan Abay'a ima, yok hayır, göze sokma usulü cinsi laflar attı. Neymiş, Poyrazoğlu ve Abay bir zamanlar çok iyi arkadaşmışlar, o da onların oğlu gibiymiş, gider onlarda kalırmış, babası telaşlanırmış onlarda kaldığı için ama o evden aslanlar gibi çıkmış! Daha neler biliyormuş da anlatsaymış ortalık yıkılırmış!.. E, aferin!.. Şimdi ne bu? Ali Poyrazoğlu konuyla ilgili açıklama yapmadı. Korhan Abay ise Mehmet Ali Erbil'in söyledikleri için, "Adam mı ki, söylediklerini ciddiye alalım," mealinde bir laf etti ve herkesin çok şeyler bildiğini, herkesin anlatacak bir şeyleri olduğunu söyledi. Hakikaten, herkes birbirinin cinsel hayatı hakkında ne biliyorsa çıkıp televizyonlara anlatsa da milletçe birbirimize girsek, şöyle kafadan bir seleksiyon yaşansa, ne güzel olur, değil mi? Peki, Mehmet Ali Erbil neden böyle şeyler yapmaktadır? Önemli bir tespit olaraktan belirteyim, Türkiye'de magazin önemsizleşmeye yüz tutmuştur; vatandaş başka şeylerle alakadar olmaktadır. Pop magazin çağının altın çocuğu Mehmet Ali Erbil ise bu durumu kabullenememektedir. Zamanında yellense televizyona çıkan 'Memedali', artık yaşlanmış ve 'baymış' bir adam olarak, yeniden ekranlarda görünmek, yeniden birinci sınıf bir kanalda program yapmak emeliyle, tuhaf tuhaf konuşmaktadır.
KENDİ GERÇEKLİİİNİN FARKINA VARMALI Hakikaten, bazı insanlar neden yaşlandıklarını ve baygınlık yarattıklarını kabullenmek istemez ki? Uzun bir dönem aşırı dozda Memedali'ye maruz kalmış bu millet, ondan kurtulma hakkına sahip değil midir? Biz her yellendiğinde ekranda Memedali seyretmek zorunda mıyız? Kaldı ki, kendi sağlığı da bu sebeple çok bozulmuştu. Durmadan kameralar önünde bir koşuşturmaca hali, muhtemel yaş dönümleriyle birleşerek defalarca hastanelik etmişti kendisini. Halbuki bu koşuşturmalar için artık basbayağı yaşlı sayılır. Kızı Sezin, Alişan'la evlenebilseydi, belki de şimdi torun torba sahibi olacaktı. Yani demem o ki, elalemin uzvuyla ilgili imalarda bulunmak için fazlasıyla yaşlandı. Cinsi ataklarını da artık kimse inandırıcı bulmuyor. Kendi gerçekliğinin farkına varması gerekiyor. İşte böyle efendim... Yakın dönem sanat tarihimiz, çirkin yaşlanan ve güzel yaşlanan isimlerle doludur. Çirkin yaşlananlar, yılları etraflarına berbat bir etki yayarak, yaka silktirerek geçirirken, güzel yaşlananlar kendilerini yenileyip durumlarına uygun haller almakta, varlıklarıyla etraflarını ve sanat âlemimizi şenlendirmektedir. Güzel yaşlanmanın sırrına ermişlerle hayat daha çekilir hale gelmektedir. Mehmet Ali Erbil'e naçizane bir önerimiz olsun bu. Ya da kısa bir Avustralya seyahatine çıkması, biraz hava alması iyi olur. Ne diyeyim? Böyle işte...
Yayın tarihi: 17 Ocak 2009, Cumartesi Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/17/ct/haber,B1A0012DD7684EF0A2F001034401FD90.html Tüm hakları saklıdır.