Tyler Brûle, Monocle ile dergiciliğe, köşe yazarı olarak da gazetecilik dünyasına 2000'lerin sonunda geri döndü. Financial Times, The New York Times, Neue Zürcher Zeitung am Sonntag, International Herald Tribune gibi gazetelerden sonra şimdi yine Financial Times yazarı. Hakkını vermek gerekir ki, Brûle yetenekli ve çalışkan bir adam. İlgilenseniz de, ilgilenmesiz de bir şekilde okuyucusunu etkilemeyi biliyor. Söylediği şeyler farkında olmadan İstanbul'u da teğet geçiyor. İstanbul'un 25 yıl içinde zirvede olacağını, Avrupa'nın yeni Barselonası olma yolunda ilerleyeceğini, gelecek sezonun yeni renginin İstanbul olacağını belirtiyor. 1 Kasım 2008 tarihli FT hafta sonu ekinde yazdığı yazıda ise İstanbul'da kaldığı 5 yıldızlı oteli yerin dibine batıracak kadar da gerçekçi. Otel sahiplerine, mimarlara, hükümetlere, emlak ve inşaat sektörüne devamlı 'yaşam kalitesiyle' ilgili öğüt veren yazılarıyla biliyor ki, bir yerlerde onu dinleyen kalabalık bir insan grubu var. Monocle, sizi eleştirel bir dünyaya dahil olmadan sürekli bir bilgi bombardımanı altına sokuyor. Derginin her sayısındaki yazı ağırlığı, piyasadaki endüstriyel bir romandan daha fazla. Ortalama 50 bin kelimeden bahsediyoruz. Dünya para merkezleri neredeyse oraya doğru kaymayı tercih eden Brûle, editöryel anlayışını Avrupa ve Japonya odaklı yazı ve haberlerle kuruyor. Yine bir ilk sayılan, daha önce 'lifestyle' dergilerinde hiç yer almayan Manga kültürünü dergiye taşıdı. Kahramanlar çizgi roman içinde markası belli ürünlerle dolaşıyor. Tüm dergide, neresi reklam neresi gerçek makale olduğu kavranmayan yazılar arasında, birçok markanın ve reklam verenin adı geçiyor.