Doğrular ile
gerçekler arasında gidip geliyoruz. Genellikle gerçekler, yani mevcut şartlar, doğrulara galebe çalıyor. Mesela şu
TRT 6 konusu.
Gerçekler açısından bakıldığında, devletin bu girişimi olumlu bir hamledir. Zaten çoğu
Kürt aydını da bunu söylüyor.
Peki,
doğrusu bu mu? Bence değil. Bugün Kürtçe yayın yapan devlet, yarın vazgeçebilir de.
Tepeden 'verilen' haklar, yine tepeden yapılan müdahaleyle geri alınabilir çünkü.
Biliyorsunuz, ben
CHP'deki
çarşaf açılımı ile
Kürtçe yayını aynı paketin parçası olarak görüyorum.
Bürokratik elit bir yandan
makul Sünnilere, diğer yandan da
makul Kürtlere göz kırpıyor.
Bu tip hamlelerin ihtiyatlı bir biçimde desteklenmesi gerekir. Amiyane tabirle söylersek, her adımda, "
Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü " diye sormak şart. Çünkü:
Eğer bir hak, '
taban' mücadelesi sonucunda elde edilirse bunda kuşkulanacak bir durum yoktur. Nihayetinde bir talep karşılanmıştır.
Ama haklar '
tavandan' inerse, işte o zaman "Ne oluyoruz" diye sormak gerekir.
Çok değil üç ay öncesine kadar,
türban düşmanı olanlar çarşaf açılımı yaparsa; "
Kürtçe yayın ülkeyi böler " diye bağırıp çağıran yüksek bürokratlar, Hükümet'in girişimini sessizce izlerse... "
Bunlar yine ne çeviriyor " diye sormak şart olur.
Yani mesele sadece hakların tepeden verilmesi değil.
Bir talebin sonucu olmayan hak, siyasi bir oyunun parçasıdır. Sorunu olan insanlar bir hakkı elde edebilmek için manevra yapar.
Bürokrasi ise o hakkı, başka bir amaca ulaşmada manevra aracı olarak kullanır.
Aniden ortaya çıkan olumlu gelişmeleri,
şuursuz bir hevesle değil,
ihtiyatla desteklemeli.
Bugünkü Tüm Yazıları
Tepeden verilen haklara kuşkuyla bakmak gerek
Yayın tarihi: 8 Ocak 2009, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/08//haber,943C2F9CBBA8470C97347BD91D06F13E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.