kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERDAL ŞAFAK

10'uncu dalga

Avrupa'da bir film şu sıralar epey seyirci çekiyor. Adı: "Il Divo". İster "Diva" diye çevirin, ister "Tanrı". Konusu: İtalya eski Giulio Andreotti'nin yaşamı.
Önümüzdeki hafta 91'inci yaşgününü kutlayacak olan Andreotti, İtalya'nın son yarım yüzyılına damgasını vuran siyasilerinin belki de başında geliyor. Dile kolay; 7 kez başbakanlık yaptı. Çeşitli hükümetlerde 27 kez bakanlık da cabası. O nedenle "Paslanmaz", "Ölümsüz" gibi sıfatlarla anılıyor.
Filmde Andreotti'nin mafyayla ilişkileri, 1979'da gazeteci Mino Pecorelli'nin öldürülmesi (Talimatı onun verdiği öne sürülüyor), faili meçhul cinayetler, sabotajlar ekrana getiriliyor.
Andreotti'nin siyasi kariyerinde önemli bir nokta daha var: Gladio'nun varlığını ilk kez o açıkladı. Başbakan olarak yayınladığı raporla. 24 Ekim 1990 tarihli rapor şöyle başlıyordu:
"İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyet yayılmacılığı korkusu ve NATO'nun Varşova Paktı karşısındaki zayıflığı Batı Avrupa uluslarını konvansiyonel olmayan yeni savunma biçimleri planlamaya yöneltti. Bu savunma modeli, ülke topraklarının her karışında var olacak gizli bir örgüt kurmaya dayanıyordu. Örgüt, düşman işgali halinde istihbarat, sabotaj, propaganda ve gerilla birimleriyle direnişe geçecekti."
Raporda NATO üyelerinin "Stay-behind" ("Geride kalanlar" anlamına geliyor, yani kontrgerilla) adı verilen gizli direniş örgütleri ağına dalgalar halinde katıldıkları anlatılıyordu. 1948'teki Prag olaylarının tetiklediği oluşumun öncü dalgasında komünist yayılmanın ilk hedefi sayılan Yunanistan, Almanya, Avusturya ile Fransa, İngiltere, İtalya, Norveç, Belçika, Hollanda yer almıştı. Onları 1956'daki Budapeşte başkaldırısının ardından İsveç, Finlandiya, Türkiye, Lüksemburg, Danimarka izlemişti. Daha sonra İspanya, Portekiz, İsviçre gibi ülkeler de Brüksel'deki NATO karargâhına bağlı zincire eklenmişti.
Ergenekon iddianamesinde ise "Standbehind"in Türkiye ayağı şöyle anlatılıyor:
" NATO'nun komünizmle mücadele amacıyla birçok ülkede kurduğu örgütler, zaman içerisinde amaçları dışına çıkmış ve bir kısım kişi ve zümrelerin kendi amaç ve ideolojilerini gerçekleştirmek için kullandıkları birer terör örgütüne dönüşmüştür . Ergenekon terör örgütü de uzun yıllardır sürdürdüğü faaliyetlerle ülkemizin bir mafya ve terör cennetine dönüşmesine neden olurken, gerçekleştirilen faili meçhul cinayetlerle yetişmiş insanlarımız ve aydınlar katledilmiş ve her olaydan sonra ülkemiz yeniden kaosa, karanlığa ve güvensizlik ortamına sürüklenmek istenmiştir."

Aldo Moro cinayetinin sırrı
Avrupa'da "Il Divo"dan hemen önce de yine İtalyan siyasal tarihinin kanlı bir kesitini konu olan bir belgesel film epey yankı yaptı. Adı: "Aldo Moro'nun Son Günleri".
Moro, İtalyan merkez sağının (Hıristiyan Demokrat Parti) başlıca liderlerindendi. 16 Mart 1978'de Kızıl Tugaylar örgütünce kaçırıldı ve 55 gün sonra bir arabanın bagajında cesedi bulundu.
İtalya o sıralar siyasal bunalımdan geçiyordu. Moro krizi aşmak için Komünist Parti'yle "Tarihi uzlaşma"yı, yani koalisyon ortaklığı anlaşmasını imzalamıştı ve kaçırıldığı gün bu müjdeyi vermek için parlamentoya gidiyordu.
İtalya'yı derinden sarsan bu olayla ilgili sayısız iddia ortaya atıldı. Moro trajedisinde İtalyan hükümetini yönlendiren ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey görevlisi Steve Pleczenik 30 yıl sonra gerçeği açıkladı: Aldo Moro'yu Başbakan Andreotti feda etmişti. Devletin yüksek çıkarları adına. Komünistlerin iktidara gelmesini önlemek için. Yani, Gladio'nun hedefleri doğrultusunda.
İtalyan gazeteci Mino Pecorelli de 20 Mart 1979'da faili meçhul cinayete kurban gittiğinde Moro olayında GladioKızıl TugaylarAndreotti ilişkisini çözmeye çalışıyordu.
Öylesine netameli bir konu ki bu, Gladio'yu ifşa eden Andreotti'nin Gladio'nun kaç numaralı ismi olduğu bir yana, üyesi olup olmadığı bile ortaya çıkarılamadı.
Tüm bunları bize Ergenekon operasyonunun dün düğmesine basılan 10'uncu dalgası çağrıştırdı.
Gladio ağına ikinci dalgada katılan Türkiye, bakalım yumağın ucuna Ergenekon operasyonunun kaçıncı dalgasında ulaşabilecek? Tabii bulabilirse...