Moda artık bir fantezi
Ayşe Ferhangil
20.12.2008
Bin dolarlık çantalar, ayakkabılar ve elbiseler artık moda dergilerinde daha az yer almaya ba.ladı. Ekonomik kriz ve pahalı olanın satılmaması modaevlerinin ürünlerini bir 'fantezi' haline getirdi..
Dünya genelinde en halka yakın Moda dergisi Vogue'dur, derginin İngiliz edisyonu.
Derginin Yayın Yönetmeni Alexandra Schulman yaratıcılık kadar ticaretle ve sanat kadar satışla da ilgilendiğini yıllar içinde göstermiştir. Dergisinde çoğunlukla ayakları yere basan konulara yer veren Schulman, moda çekimlerini diğer Vogue'ların aksine daha gerçekçi ortamlarda yapar, dergisinde okuyucuya daha yakın daha ulaşılabilir karelere yer verir. İngiliz Vogue'u okuyucusunun beklentisine sadık, uyumlu, iddiasız ve rahat okunan bir dergidir. Yani en azından öyleydi.
Schulman bu ağırbaşlı duruştan sıkılmış olmalı. Aralık sayısında, dergisinin kıymetli sayfalarını baştan sona 'fantezi'lerle doldurmuş; ulaşılamaz, giyilemez kıyafetler, hayal gücünü zorlayan çekimler, ancak modayı 'ciddiye' alanlara, bunu iş olarak görenlere hitap eden illüstrasyonlar kullanan Schulman ve ekibi bu sayıya 'Moda ve Fantezi' adını verdi. Kapakta tabii ki 'her yerde' olan ama bir o kadar da ulaşılması hayal' Kate Moss var. Tahmin edersiniz ki yıllar yılı 'konservatif' bir duruş sergileyen Schulman'ın böyle radikal bir değişiklik yaparken çıkış noktası 'sıkılmak' olamazdı.
Bana kalırsa ekonomik kriz ve 'sıradan' lüksün, daha doğrusu 'pahalı olanın' satılmaması modaevlerinin ürünlerini bir fantezi' haline getirdi: High-end moda artık sadece bakılır bir sanat haline dönüştü.
MODA İÇİN MODA
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama ekonomik kriz, Arjantin mayo defilelerinden bile daha çok ilgi çekmeye başlayalı 'lüks' sektörüne bir şeyler oldu. Eskiden özellikle sezon başlarında bir ansiklopedi kalınlığında çıkan ve başta çanta ve ayakkabılar olsa da iç sayfalara doğru markaların kıyafet koleksiyonları ile devam eden ilanlar bir anda yok oldu. Dergilerin zorla elde ettikleri 'kısıtlı' ilan sayfalarında sadece modaevlerinin en ucuz' ve davetkar parçaları olan parfümler ile sarsılmaz pırlanta ilanları kaldı.
Dünyanın en çok satan dergileri bile ilansızlıktan yerlerde sürünmeye başladı Amerikan Vogue'un editörü Anna Wintour'un incelen dergisi yüzünden 'başarısızlıkla' suçlanarak görevinden alınmasının an meselesi olduğu konuşuluyor). Zaten kimdi modayı hem anlayıp (bu cümleyi kurarken aklımdan parasıyla rezil olan Arap ve Rusların geçtiğini belirtmek isterim) hem de satın alabilen? Bir küçücük grup insan. E bunların da paraları yatırım bankalarıyla, hedge fonlarıyla birlikte gömülünce moda halk için üretilmekten çıkıp, moda için tasarlanmaya başladı. Bir nevi kendin pişir kendin ye durumu oldu.
Öyle ki son olarak reklamlarında Madonna'yı kullanan Louis Vuitton'un tasarımcısı Marc Jacobs, temsil ettiği markanın adını üzerine farklı renklerde yazarak çıplak poz verdi.
Tanıyan durumu anladı, tanımayan çoğunluk bu çelimsiz, ayıptır söylemesi çirkin adamın neden çıplak dolaştığına bir anlam veremedi.
Aynı, dünyadaki dergi standlarında dolup taşan, bir elin parmaklarını geçmeyen insan tarafından okunan 'niş' moda dergileri gibi, çok okunan, genele hitap eden basımlar da kendilerini sanata adadı. Nasıl olsa dergideki kıyafetler 'giyilebilir olsa da' satılmayacak, illüstrasyona dönüştürülen çekimlerdeki kıyafetlerin ne olduğu bir önem taşımayacaktı.
Teatral gösteriler (bakınız John Galliano Sonbahar-Kış 2007), periler (bakınız Prada İlkbahar-Yaz 2008), süper kahramanlar (bakınız Balenciaga İlkbahar-Yaz 2008) derken modada fantastik kurgu akımı başladı. 'Lüks' moda 2008 yılı sonunda elle tutulur değil, ancak gözle görülür, hayallerde canlanır bir hal aldı. Hayallerde buluşmak üzere...
Yayın tarihi: 4 Ocak 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/04/pz/haber,50EA962EF77246E099202A3306EC365F.html
Tüm hakları saklıdır.