Amerika'nın Irak'tan çekilme takvimi açılmasının ardından terörü bölgede silme çabaları hızlandı.
Washington, Kuzey Irak'ta büyük bir güç bırakmadan askerlerini çekecek. İşgal altındaki Irak bir türlü huzura eremedi, en sakin bölge Kuzey Irak ama burada da PKK nedeniyle
Türkiye ile gerilim yaşanıyor. Irak istikrara kavuşacaksa iki ülke arasında gerilim yaşanmaması gerekiyor.
O nedenle hem merkezi hükümet, hem Kuzey Irak yönetimi PKK sorununun Amerikan işgali fiilen bitmeden çözülmesinden yana.
Washington'ın talebinin de bu yönde olması muhtemeldir.
Talabani'nin önceki gün Türk medyasına verdiği mesajlar, PKK'nın silah bırakmasına yönelik baskıların artacağını gösteriyor. Bunlar olumlu gelişmeler.
Kendisine Irak'ta üs, lojistik destek bulamayan PKK'nın işinin güçleşeceği ve şiddet kullanmaktan vazgeçme yoluna gitmeyi tercih edeceği ihtimali yüksek.
Ama kabul edelim ki, PKK'dan bağımsız olarak bir Kürt sorunumuz var.
Bölge halkının bu sorunun çözümü yolunda talepleri var.
TRT'nin Kürtçe yayına başlamasıyla çözülemeyecek kadar ciddi talepler söz konusu.
"Bekâra karı boşamak kolay" diyerek geçiştirilemeyecek talepler bunlar. İçlerinde hayata geçirilmesinde çok sıkıntı olmayanlar da var açıkçası.
TESEV,
"Kürt sorunu için yol haritası" başlıklı bir rapor hazırladı.
Bu rapor, TESEV'in değil, Kürt kökenli yurttaşlarımızı temsil ettiği düşünülen çeşitli uzmanların, kanaat önderlerinin ve sivil toplum temsilcilerinin görüşlerine dayanılarak hazırlanmış.
Bölgenin kanaat önderleri, hükümetin bölgeye yönelik bir adım atmadan önce bölgedeki tüm kesimlerin görüşünü almasının şart olduğu görüşünde. Toplumun tüm kesimleri gibi, bölgeden de yeni bir anayasa talebi var. Ancak mevcut siyasi koşullar göz önüne alındığında yeni anayasa talebinin
Türkiye gerçeğiyle çok ölçüşmediği söylenebilir.
Bu seçim döneminde yeni bir anayasa hazırlanması çok mümkün görülmüyor açıkçası.
Ayrıca geniş bir yelpazede yasal düzenleme isteği var ama bunlar arasında en çarpıcısı seçim barajının yüzde 5'e düşürülmesi.
PKK'nın silah bırakması konusunda da görüşler var elbette raporda.
Bunların başında adı
"pişmanlık" olmayan bir silah bırakma yasası, sicil affı, dağdan inen militanların rehabilitasyondan geçirilmesi geliyor.
Ayrıca Kürtçe'nin bölgede daha yaygın kullanımına ilişkin talepler de var.
Siyasi iktidarın bu taleplerin tamamını karşılaması veya bir anda her şeye evet demesi mümkün olmayabilir.
Önemli olan bölgeyle diyalogun açık tutulması, uluslararası koşulların güç verdiği barış atmosferinden yararlanma fırsatının kaçırılmamasıdır.
Irak yönetiminin teröre karşı Türkiye'nin yanında yer alması önemli bir adımdır ama Türkiye'nin de Güneydoğu'da sadece bir terör sorunu olmadığını görmesi ve buna uygun adımları atma kararlılığı göstermesi de bundan daha az önemli değildir.
Yayın tarihi: 24 Aralık 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/24//haber,4CC84D697EA74C0EA45CA58E65341044.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.