Lüfer için çıktığımız yolculukta hayal kırıklığına ugruyoruz. Ağlardan tekne içindeki havuza biraz istavrit, biraz palamut, diğer balıklar ve bol deniz anası dökülüyor.
Boğaz'ın sultanı bize küstü
Lüfer mevsimi bitmek üzere ama bu yıl neredeyse tezgâhları öksüz bırakacak kadar az çıktı. Uzmanlar bunu küresel ısınma nedeniyle göç zamanının bozulmasına bağlıyor..
1 Eylül'de av yasağının kalkmasıyla balık mevsimi başladı. Ancak çinekop, palamut derken beklenen lüfer bir türlü gelmiyor. 1 Eylül'de başlayıp, 15 Nisan'a kadar çalışacak olan balıkçılarla sabahın erken saatlerinde lüferin izini sürmek için Kazlıçeşme'den bindiğimiz bir balıkçı teknesiyle Boğaz'a çıkıyoruz. Lüfer, Boğaz'ın sultanı olarak adlandırılıyor. Eylül ayına kadar Karadeniz'de serpilip gelişiyor, eylülle birlikte yağlanıyor. Yani bir başka deyişle yaprak, çinekop derken sarı kanat oluyor. Artık Karadeniz'den Boğaz'a yolculuğu başlıyor. Eylül ile aralık ayları arasında soğuk suyun ve beslendiği hamsinin etkisiyle yağlanan lüfer en lezzetli aşamasına ulaşıyor. Padişahların tutmak için özel tekneler yaptırdığı, sadece yanak etini yemek için bile sofralarından eksik etmedikleri, uğruna gümüş zokaların döküldüğü ve balık tutkunlarının Boğaz boyunca geçiş mevsiminde avlamak için kıyılara koştuğu, edebiyatta da kendine yer edinen bu değerli balık, yırtıcılığıyla ünlü. 12 yıla kadar yaşayabilen ve büyüklüğüne göre yaprak, çinekop, sarı kanat ve kofana gibi adlar alan lüfer, en son 2002 yılında 25 bin ton tutularak rekor kırmıştı. Ayrıca bütün azlığına rağmen Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz de lüfer avcılığı yapan 14 ülke içerisinde, en büyük avcılık Türkiye sularında gerçekleşiyor. Boğaz'ın sultanı için gün boyu avlanıyoruz. En bereketli olan istavrit. Kasa kasa istavrit çıkıyor. Sonra palamut, beş-altı kasa da palamut var kısmetimize. Ancak yeteri kadar yağlanmamışlar. Peki lüfer, hadi olmadı çinekop? Av sonunda koca ağdan yalnızca iki lüfer çıkıyor. Peki, lüfere ne oldu? Balıkçılar lüferin azlığının dönemsel olduğunu söylüyor. Tarım İl Müdürlüğü uzmanları ise tezgâhlarda lüfer azlığının esas sebebinin küresel ısınma olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlar, normal şartlarda kasım ayı sonlarında Karadeniz'de deniz suyu sıcaklığının 17 derece olması gerekirken 21 derecelerde seyretmesinin göç balığı lüferin Boğaz'a toplu halde inişini geciktirdiğini söylüyor. Üstelik içinde bulunduğumuz aralık ayının şu günlerinde havaların soğumasının da bir işe yaramayacağını çünkü ani sıcaklık düşüşünün de balıkların kırılmasına neden olacağını ifade ediyorlar. Küresel ısınma, milyonlarca yıllık göç mevsimini büyük bir tehdit altında bırakmış vaziyette.
Yayın tarihi: 14 Aralık 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/14/pz/haber,D33B270AC3654A7CA619B07FD9410763.html
Tüm hakları saklıdır.