| 14 Aralık 2008, Pazar |
Takemura, Marka Konferansı için İstanbul'a geldi.
Küreselleşme dediğin böyle olur
EVRİM ALTUĞ - TALYA ARDiTi
12.12.2008
Profesör Shin'ichi Takemura dünyanın ilk interaktif dijital küresini yarattı. Dünyanın 10 milyonda 1'i büyüklüğündeki küreden hava hareketleri izlenebiliyor..
Shin'ichi Takemura, çok derin düşüncelere sahip, ama olabildiğince alçak sesle konuşan ve siyah giyinen, dervişane bir Japon profesör. İstanbul Çırağan Palace Hotel Kempinski'de yapılan Marka Konferansı'na katılan Takemura, aynı zamanda, küresel ısınmaya engel olmaya çalışan protokolüyle ünlü Kyoto'nun Sanat ve Tasarım Üniversitesi'nde çalışan bir medya tasarımcısı ve kültür antropoloğu. Takemura, Tangible Earth (Somut Dünya) adını verdiği, deyim yerindeyse insana 'işte gerçek küreselleşme böyle olur' dedirtecek bir icat ortaya koymuş. Biz de hal böyle iken profesörle, bize laptop bilgisayarında tanıtıp broşürlerini sunduğu çevreci, felsefi ve insani yardım amaçlı 'büyülü' küresi hakkında etraflıca konuşma fırsatı bulduk.
- Bize neden burada olduğunuzdan bahsedebilir misiniz?
- Bu, benim Tangible Earth (Somut Dünya) diye adlandırdığım kürem. Dünyanın ilk 'interaktif dijital küresi'. Onu çevirebiliyorsunuz. Gerçek zamanlı olarak, bulutların hareketleri gibi şeyleri gösteriyor. Bu küre ile dünyanın hangi bölümlerinde insanların güneşin doğuşunu ya da batışını beklediklerini de görebilirsiniz. Ayrıca hava kirliliğine sebep olan gazları ve bu gazların bir ülkeden başka bir ülkeye nasıl transfer olduklarını da görebilirsiniz. Bu da küresel ısınma sürecinin bir parçası zaten.
- Neden böyle bir icada gereksinim duydunuz?
- Herkes, küresel çağda yaşadığımızı söylüyor. Ekonomi ve iletişimimizin 'küreselleştiğini' iddia ettiğimiz bu zamanda hayalgücümüz ve bilincimiz ise küreselleşmemiş bir durumda. Ayrıca herkes küresel ısınmadan, değişen iklimlerden, artan fiyatlardan ve karşılaştığımız problemlerden bahsediyor. Ama kimse, yeni nesle ne kadar dinamik ve güzel bir dünyada yaşadığımızdan bahsetmiyor.
- Eskiden hep dünyaya iki boyutlu olarak atlaslardan bakardık. Ama siz üç boyutlu bir küre yarattınız. Dünya ve dokunmak arasında nasıl bir duygusal bağ var sizce?
- Bu çok önemli bir nokta. Bizim yaklaşımımız Google Earth'den çok farklı. Onların işine saygı duyuyorum ama o tarz şeyler dokunulabilir değiller ve ne kadar narin bir dünyada yaşadığımızın farkına varamıyoruz doğal olarak. Bizim amaçladığımız şey, dijital teknolojiye sahip bir küreyle örneksel dokunulabilirliği ortaya çıkarmak, fiziksel hayatımızın ve hayalgücümüzün yayın ağını yaratmak, küresel ölçüde hayalgücümüz ve hassasiyetimizi artırmak. Bence gerçekten küreselleşmek ve 'enternasyonal' toplumun bir parçası olmak, dünyayı tek bir dünya olarak, bir bütün gibi, evrenin bir parçası olarak görebilmeyi başarmaktır.
- Dünya üzerinde petrol, para, su veya internetin kullanımı adına yaşanan güç eşitsizliği için ne düşünüyorsunuz?
- Ekonomik boşluk dışında, bir de görsel boşluk var. Görsel boşluk çok önemli. Eğer Afganistan ve İran'daki insanlar New York'taki insanlara yeterince görünür kılınabilirse, o zaman nasıl onları bombalayabilirler? Belki de barışın ve küresel uyumun anahtarı politikada değil de, bilgi ortamına gelecek bir reformda olabilir.
-Sizce Türkiye'nin geçmişi, felsefeleri, değişik etnik gruplarının bu küreyle ilişki durumu nedir?
-Ben Türkiye'nin batı ve doğuyu birbirine yakınlaştırmaya çalışan geçmişine çok saygı duyuyorum. Mesela Osmanlı İmparatorluğu'nda farklı kültürlerin bir arada yaşatılmış olması bence çok güzel. Japonya ve Türkiye, Asya kıtasının iki farklı ucunda yer alıyorlar ama bence birçok ortak noktaları var. İki ülke de doğu ve batı kültürlerini bir araya getirmek için arabulucuk yaptı ve bence kültür, din, teknoloji gibi konularda ülkeler arası farklılıkların arabuluculuğunu gelecekte de yapacaklar.
-Peki bu aletin fiyatı nedir?
-10 milyon Japon yeni. Yani yaklaşık 100.000 Amerikan doları.
Bilgi için: www.elp.or.jp
- Bize neden burada olduğunuzdan bahsedebilir misiniz?
- Bu, benim Tangible Earth (Somut Dünya) diye adlandırdığım kürem. Dünyanın ilk 'interaktif dijital küresi'. Onu çevirebiliyorsunuz. Gerçek zamanlı olarak, bulutların hareketleri gibi şeyleri gösteriyor. Bu küre ile dünyanın hangi bölümlerinde insanların güneşin doğuşunu ya da batışını beklediklerini de görebilirsiniz. Ayrıca hava kirliliğine sebep olan gazları ve bu gazların bir ülkeden başka bir ülkeye nasıl transfer olduklarını da görebilirsiniz. Bu da küresel ısınma sürecinin bir parçası zaten.
- Neden böyle bir icada gereksinim duydunuz?
- Herkes, küresel çağda yaşadığımızı söylüyor. Ekonomi ve iletişimimizin 'küreselleştiğini' iddia ettiğimiz bu zamanda hayalgücümüz ve bilincimiz ise küreselleşmemiş bir durumda. Ayrıca herkes küresel ısınmadan, değişen iklimlerden, artan fiyatlardan ve karşılaştığımız problemlerden bahsediyor. Ama kimse, yeni nesle ne kadar dinamik ve güzel bir dünyada yaşadığımızdan bahsetmiyor.
- Eskiden hep dünyaya iki boyutlu olarak atlaslardan bakardık. Ama siz üç boyutlu bir küre yarattınız. Dünya ve dokunmak arasında nasıl bir duygusal bağ var sizce?
- Bu çok önemli bir nokta. Bizim yaklaşımımız Google Earth'den çok farklı. Onların işine saygı duyuyorum ama o tarz şeyler dokunulabilir değiller ve ne kadar narin bir dünyada yaşadığımızın farkına varamıyoruz doğal olarak. Bizim amaçladığımız şey, dijital teknolojiye sahip bir küreyle örneksel dokunulabilirliği ortaya çıkarmak, fiziksel hayatımızın ve hayalgücümüzün yayın ağını yaratmak, küresel ölçüde hayalgücümüz ve hassasiyetimizi artırmak. Bence gerçekten küreselleşmek ve 'enternasyonal' toplumun bir parçası olmak, dünyayı tek bir dünya olarak, bir bütün gibi, evrenin bir parçası olarak görebilmeyi başarmaktır.
- Dünya üzerinde petrol, para, su veya internetin kullanımı adına yaşanan güç eşitsizliği için ne düşünüyorsunuz?
- Ekonomik boşluk dışında, bir de görsel boşluk var. Görsel boşluk çok önemli. Eğer Afganistan ve İran'daki insanlar New York'taki insanlara yeterince görünür kılınabilirse, o zaman nasıl onları bombalayabilirler? Belki de barışın ve küresel uyumun anahtarı politikada değil de, bilgi ortamına gelecek bir reformda olabilir.
-Sizce Türkiye'nin geçmişi, felsefeleri, değişik etnik gruplarının bu küreyle ilişki durumu nedir?
-Ben Türkiye'nin batı ve doğuyu birbirine yakınlaştırmaya çalışan geçmişine çok saygı duyuyorum. Mesela Osmanlı İmparatorluğu'nda farklı kültürlerin bir arada yaşatılmış olması bence çok güzel. Japonya ve Türkiye, Asya kıtasının iki farklı ucunda yer alıyorlar ama bence birçok ortak noktaları var. İki ülke de doğu ve batı kültürlerini bir araya getirmek için arabulucuk yaptı ve bence kültür, din, teknoloji gibi konularda ülkeler arası farklılıkların arabuluculuğunu gelecekte de yapacaklar.
-Peki bu aletin fiyatı nedir?
-10 milyon Japon yeni. Yani yaklaşık 100.000 Amerikan doları.
Bilgi için: www.elp.or.jp
Yayın tarihi: 14 Aralık 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/14/pz/haber,D28664344BE0496F8818BBF1CA85FFF6.html
Tüm hakları saklıdır.
Güncel Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Künye / İletişim | Bize Ulaşın
 |
Copyright © -2008 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|