kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Geçmişle hesaplaşma

İkinci Büyük Savaş, Alman saldırısıyla başlamıştı. Ancak onu bir kıta ( Avrupa ) savaşı olmaktan çıkarıp bir Dünya Savaşı haline getiren Japonlar oldu.
Uzakdoğu' da ve Pasifik 'te üstünlüğü ele geçirebilmek için ABD 'ye hücum ettiler.
Ancak gemilerini ve uçaklarını yenileyen ABD karşı saldırıya geçti.
Japonlar direndiler. Pasifik'teki adalarda son asker ölene kadar savaştılar.
Bunun üzerine ABD yeni geliştirdiği atom bombasını Hiroşima ve Nagasaki kentlerine attı. Ancak ondan sonra Japonya teslim oldu.
Aslında 20 'nci yüzyıldaki Japon saldırganlığı daha önce, 1930 'lu yıllarda başlamıştı. Mesela Kore 'yi ve Çin 'i işgal etmişlerdi.
Her işgal acılar doğurur. Ancak Japonlarınki bir başkaydı. Akıl almaz, vicdanlara sığmaz zulümler ettiler, katliamlar yaptılar.
İşgalci askerlerin yerel halktan kadınlara tecavüz etmesi çok sık rastlanılan bir durumdur. Japonya ise bu vahşeti sistematik hale getirdi.
Genelevler kurdular!
Koreli ve Çinli kadınları sayıları bini ( 1000 ) bulan bu genelevlerde " seks kölesi " olarak çalıştırdılar.
"Müşteriler" de evlerinden uzakta, sıla hasreti çeken, gergin Japon askerleriydi.
200 bin kadının bu genelevlerde zorla çalıştırıldığı tahmin ediliyor.
Savaştan sonra ABD tarafından Tokyo 'da bir Uluslararası Askeri Mahkeme kuruldu. Yokohama yargılamalarıyla savaş suçlusu Japonlar cezalandırıldı.
Benzeri bir mahkeme Almanya'da da kurulmuş, Nürnberg 'te Nazi savaş suçluları yargılanmıştı.
Hitler yönetiminin, başta Yahudiler olmak üzere çeşitli etnik gruplara uyguladığı zulüm, katliam, soykırım Alman halkının vicdanında derin yaralar açmıştı. Suçluluk hissediyorlardı.
Japon " kolektif ruhu " ise başka türlü çalıştı: Atom bombalarından hareket ederek savaşın " mağduru " ve " kurbanı " olarak kendilerini gördüler.
Mesela Çin'de yaptıkları inanılmaz boyuttaki katliamları, seks kölelerini çalıştırdıkları genelevleri, Japon doktorların Çinlileri ve Korelileri " canlı kobay " olarak kullanarak deneyler yapması gibi gerçekleri kabul etmediler.
Tersine, savaşlarda hayatını kaybetmiş askerleri anmak üzere Tokyo'daki kutsal Yasukuni Tapınağı 'nda toplanarak ayinler yaptılar.
Böyle davrananlar sadece " savaş suçlarına ilişkin tek satır yazmayan " tarih kitaplarını okuyarak büyümüş sıradan Japon vatandaşları değildi ama!
Hükümetler de bu ayinleri desteklediklerini göstermek için temsilciler gönderdiler.
Halbuki o tapınakta adı geçenler arasında, sadece sıradan askerler değil düpedüz savaş suçlusu katiller de vardı.
Japon devlet yetkililerinin bu suçları kabullenmesi çok zaman aldı.
İkinci Dünya Savaşı'nı bitmesinden ancak 60 yıl sonra, Başbakan acı çekenlerden, zarar görenlerden özür dileyen bir konuşma yaptı.
Ancak bu ve benzeri özür konuşmalarının samimiyetine kuşkuyla bakılıyor.
Çünkü devlet ve hükümet yetkilileri, Çin ve iki Kore'de de infiale yol açan Yasukuni Tapınağı ziyaretlerini sürdürüyorlar.
Not: Yukarıdaki bilgileri Mithat Sancar 'ın " Geçmişle Hesaplaşma: Unutma Kültüründen Hatırlama Kültürüne " (İletişim Yay.) adlı kitabından derledim.
Sırada İspanya, Arjantin, Şili, Güney Afrika, vd. var. Türkiye de var mıdır dersiniz?