kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
7 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Seçimde halk önce cüzdanına bakacak

Yerel seçimler yaklaştıkça araştırma şirketleri de seçmenin nabzını daha yakından tutmaya başladı.
Şu andaki manzaraya göre, AKP oylarında bir miktar düşüş, CHP'de ise yine bir miktar artış var.
Ayrıca en hızlı büyüyen kesimin " kararsız seçmenler " olduğu göze çarpıyor.
Bu gelişmelerin " açılım "lar ya da " kapanım "larla sıkı bir bağı yok.
Yani CHP tesettür konusunda mahcup bir açılım yaptı diye oyları artmıyor. Çünkü o " jest " "getirdiği" kadar, hatta daha da fazla oyu götürür de.
CHP'nin " mütecaviz " sıfatını hak edecek kadar " sert laikçi " bir seçmeni var. Bu grup "çarşaf açılımı" karşısında çılgına dönmüş durumda.
Haksız da değiller.
Uzun zaman önce kurup geliştirdikleri, her yeni olayda tazeledikleri, tekrar etmekten sıkılmadıkları ideolojik denklemin tuzla buz olması karşısında susup oturmaları beklenemez elbette.
Geçen yılki seçimlerden sonra ne demiştik: "Şu anda AKP'ye rakip bir parti yok. Çünkü halkta böyle bir arayış bulunmuyor. AKP'yi ancak bir büyük ekonomik kriz vurur; oyları ancak o zaman düşer."
Şu sıralar yaşanmakta olan tam da bu: ABD kaynaklı bir dünya ekonomik krizi ortaya çıktı. Finans alanında başlayan bu kriz, biz 2001'de bankacılık sektöründe önemli reformlar yaptığımız için Türkiye'yi derinden sarsmayacak.
Ancak yine de etkilerini hissediyoruz, daha da fazla hissedeceğiz.
Dünyadaki büyümenin yavaşlaması elbette Türkiye'yi de etkileyecek. Mesela ihracat yaptığımız bazı piyasalar, mal alımını azaltacak.
Döviz fiyatının yükselmesi, hammadde (ya da yarı mamul madde ) ithal edip bunu işleyen ve sonra da satan sektörleri zorlamaya çoktan başladı.
Bütün bunlar piyasaların daralmasına, işçi çıkarılmasına, reklamların azaltılmasına yol açıyor.
Halkın birinci derdi her zamanki gibi " cüzdan " olduğu için de önce oraya bakacak.
Sokaktaki vatandaşın zihninde tek bir formül var: " İşsiz kaldıysam ve elektriğe, doğalgaza, mazota zam yaptıysa bu hükümet kötüdür."
Hiç kimseye, dünyadaki ekonomik krizden, bunun karşısında yapılacak fazla bir şey olmadığından, en iyi ihtimalle olayın ucuz atlatılacağından bahsedemezsiniz.
Bu gelişmenin analizi çoktan yapıldı. Doların 1.5 liraya çıkması ve aşağıya inmemesi halinde AKP yüzde 10 civarında oy kaybına uğrayacak.
Şu anki araştırmalar yüzde 5 kadar bir kaybın hemen hemen kesinleştiğini gösteriyor.
AKP ekonomi yüzünden oy kaybına uğrayacağını biliyor elbette ve bunu minimumda tutmaya çalışıyor.
Yerel seçimlere kadar AKP durumu idare etmeye çalışacak. Yani fazla yara almadan bu engeli aşmak için uğraşacak.
Bu arada dünya piyasalarında " bir buçuk " ila " iki yıl " süreceği tahmin edilen bir durgunluk dönemi bekleniyor.
Yani piyasalar 2010'da tekrar canlanacak. Bizdeki genel seçimler ise Temmuz 2011'de.
Dolayısıyla AKP'nin stratejilerinden biri, önümüzdeki yerel seçimleri az hasarla atlatmak, ondan sonra da piyasaların açılmasını ummak olacak.
Çünkü olaylar beklendiği gibi gelişirse, 10 puan kadar (belki de daha fazla) düşen oylar, 2010'dan itibaren toparlanacak.
Tabii bunların hepsi, birer " tahminden " ibaret: Bu arada bir savaş çıkmayacağını, devasa bir deprem olmayacağını kimse garanti edemez.