kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Aralık 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Türkiye’nin önde gelen caz gitaristlerinden Sarp Maden.

Bunların hepsi Sarp Maden'ce

BÜLENT DENLİ
BÜLENT DENLİ
04.12.2008
Her Şeye Rağmen, Yeni Bir Gün, Sakince, Söyle, Bence, Aslında, Laminör Bossa, Yıldıray Benzin...
Bunların hepsi Sarp Maden'ce, hepsi onun bestesi. Kendi ifadesiyle 'tembel adam'ın onlarca bestesinin içinden Bence'leri. Müzik setinize bu albümü yerleştirin, volümünü kulağınıza göre ayarlayın, size garanti veriyorum keyfinize diyecek olmayacak. Ben geçen yaz piyasaya çıkan bu albümü dönüp dönüp dinliyorum. Bir defa albüme hayat verenlerin hepsi Türkiye'nin en iyi müzisyenleri.
Genco Arı'nın mükemmel tuşesi, Eylem Pelit ve Volkan Öktem'in Brezilyalıları yerinden zıplatan ritim zekâları, Sibel Köse'nin insanı duygu dalgalarında sörf yaptıran vokalleri ile Sarp Maden'in katışıksız, net armoni ve tınısı birleşince ortaya harika bir yapıt çıkmış. Latin cümlelerin ağır bastığı uçuk bir albüm.

SARP'IN ETKİSİ
Bu albümü dinlerken Tania Maria'nın sert hatlı dünyasından Jim Hall'un kendinden emin, yumuşak ve sakin dünyasına geçebilirsiniz. Ya da Sarp Maden'in gitarında Wes Montgomery'nin akıcı ve sıcak üslubunu veya Joe Pess'in akor-bas yürüyüşlerinin kıvraklığını hissedebilirsiniz. Bence, bu anlamda Sarp Maden'i anlatan iyi bir sentez.
Sarp Maden ile bu albümü konuşmak için yaz ortasında sözleşmiştik. Aralık ayında fırsat bulabildik. Bu sohbette anlattıklarıyla sahnede izlediğim Sarp'ı yan yana getirmeye çalıştım.
Nedense Sarp Maden'in yüz hatlarındaki yalın, ince, çizgisel uzun formlar bana 1900'lü yılların başında Paris'e damgasını vurmuş ressam Amedeo Modigliani'yi çağrıştırır.
Onun resimleri ve heykelleri aklıma gelir. Konuştukça doğrusu kendime hak verdim. Her geçen dakika karşımda sağlam, ne istediğini bilen, kendine özgü bir Sarp Maden buldum. Hayata ve sanata bakış açısında baba etkisi olup olmadığını sordum. Çünkü Sarp'ın babası Sait Maden, Türk grafik tasarım kültürünün önde gelen isimlerinden biri. Kendi tarzı ile binlerce kitabın kapağına hayat vermiş. Ve bir o kadar önemlisi şair ve çevirmen. Bu nedenle Sarp Maden'in gelişme çağının yelkeni Octavio Paz, Blaise Cendrars, Pablo Neruda, Federico Garcia Lorca, Eugenio Montale, Louis Aragon, Paul Eluard, Saint-John Perse, Vladimir Mayakovski'lerin rüzgârı ile dolmuş. Sarp bu etkiyi yabana atmıyor. Öz disiplini oluşmuş ama belli ki ruhu zincir altına girmiyor. Okul hayatı ile yıldızı barışmamış, tercihini müzikten yana kullanırken ailesi, yaptığı seçimlerde kendisini özgür bırakmış: "Aslında babam ve annem disiplinli insanlardır. Ama bu disiplini bana uygulamaya kalkmadılar. Ne özgürlüğü olduğunu bilmiyorum. Tembel özgürlüğü de olabilir. Ben de tembel oldum.
Boğaziçi Üniversitesi'nde psikoloji okudum ama bitirmedim. Müzik eğitimim sokaktan. Ben Bilkent'e gittim, 90'larda caz konservatuvarı açmayı hedefliyorlardı ama sonra olmadı. Bir yıl orada okudum. Daha çok kendi kendime dinleyerek, çalarak, çalışarak kendimi geliştirmeye çalıştım. 15 yaş civarında rockla bayağı ilgiliydim.
Rockla ilgilenince zaten insanın seçeceği enstrümanlar belli. Ya gitar ya bas ya davul olur. Ben de gitarı seçtim. Cazla ilgilenmeye başladıktan sonra da gitarla devam ettim. Bir iki yıl saksofon çaldım. Ama ondan sonra tekrar gitara geri döndüm." Sarp Maden aydınlık bir enerjisi olduğu için Latin müziğini sevdiğini, ama bundan sonra yapacağı albümde etnik özelliklerin ağır basacağını söyledi. Ve bu albümü kısa bir süre önce Ala Dağlar'da uçuruma düşerek hayatını kaybeden Tanju Duru'ya ithaf edeceklerini açıkladı: "Türkiye'de bağımsız, alternatif, sanatsal işler yapmak zor. Çünkü ekonomisi çok kısıtlı bir ülkeyiz.
Böyle şeylere para ayıracak babayiğit de az çıkıyor tabii. Parasız da olmuyor hiçbir şey. İyi bir stüdyoda kayıt yapmak için bile para yetmiyor. Bence'nin kayıtları Tanju Duru'nun sayesinde oldu.
Tanju 'Gelin ben kaydedeyim, para hiç önemli değil sağlık olsun' diyen bir insandı." Peki, Sarp Maden müzikal olarak neyi hedefliyor? "Kendi sesimi bulmaya çalışıyorum" diyor ve devam ediyor: "Hayat bunu keşfederek derinleşerek geçiyor. Bunun devam etmesini bütün kalbimle arzuluyorum. Yoksa çok anlamsız olurdu çalmak. Çünkü müzikal değişim, derinleşme, olgunlaşma insanı en çok besleyen şey. Ben de kendi çizgimde yoluma devam etmek istiyorum. Organik, sıcak bir tını yakalamak isityorum. Ben akustik enstrümanları çok seviyorum. Elektronik gitar çalıyorum ve her zaman Elektronik gitarı biraz daha akustik, biraz daha gerçek bir akustik enstrüman gibi ses ve nüans zenginliğine sahip bir şekilde çalmak istedim. Bu arada cazdaki bütün o armoni zenginliğini de kullanmak istiyorum."