Yaşasın kulüpler, sürünsün futbolcular

Talimat çok açık ve net: Futbolcu sözleşmeden kaynaklanan edimlerini ifada temerrüde düştüğü takdirde kulüp, futbolcusunun sözleşmesini feshedebilir. Nasıl edermiş? Kulüp bir ihtarname ile futbolcudan edimini uygun bir süre içinde yerine getirmesini ister; futbolcu bu süre içinde edimlerini yerine getirmediği takdirde kulüp 7 gün içinde sözleşmesini feshedebilir. Peki, ya futbolcunun fesih hakkı ? Kulüp futbolcunun sözleşmeden kaynaklanan edimlerini ifada temerrüde düştüğü takdirde futbolcu da kulübü ile sözleşmesini feshedebilir. Nasıl edermiş? Futbolcu kulübüne bir ihtarname ile ücretinin 30 gün içinde ödenmesini ister; kulüp bu süre içinde edimlerini yerine getirmediği takdirde futbolcu 7 gün içinde sözleşmesini feshedebilir. Yani futbolcuya "Sen fesih hakkına sahip olmak için en az 30 gün daha bekleyeceksin" deniyor!

30 GÜNLÜK AZAP
Ama daha vahimi, vadesi geçmiş alacaklarını gününde tahsil edemediği için kulübüne ihtarname çeken futbolcunun minimum 30 günlük bekleme süresince kulüp ve çevresinde nelerle karşılaşabileceği. Bir düşünün o futbolcunun halini. O şehirde, o kasabada, o kulüpte ne yapar, 30-40 günü nasıl geçirir, nasıl yaşar? Onun kadro dışı bırakılması, kalıyorsa tesislerden uzaklaştırılıp otel köşelerinde masrafa ve sıkıntıya sokulması, PAF takımına sürülmesi, her gün saatlerce idmanlara tabi tutulup koşturulması, "gözünün üzerinde kaşın var" türünden suçlarla (!) cezalandırılması, kısacası anasından emdiği sütün burnundan getirilmesi artık kaçınılmazdır. Bunlar senaryo değil. Her biri bugün Uyuşmazlık Çözüm Kurulu'nun önünde fesih bekleyen ve sayıları yüzü bulan futbolcuların ifadeleri... Mecbur bırakılmıştır o futbolcular, sözleşmesini fesih için 30-40 gün daha acı çekmeye, sürünmeye. Çoğunun anasından emdiği süt çoktan burnundan gelmiş durumda. Suçlu mu kim? kulüpleri koruma adına önceki talimatı değiştirerek futbolcuları ateşe atan zihniyet. Yaşasın kulüpler, sürünsün futbolcular...