Çocuklar için bir şeyler yapmak söz konusu olduğunda büyük çoğunluk katılmak istediğini söyler. Ama bunların çoğu sözde kalır. Bir kısmı başlar, ama asla bitmez. Bazıları "Çocuklar için," dense de daha çok başka amaçlara hizmet eder.
Tüm bunları yıllar içinde yaşadıklarımla, izlediklerimle öğrendim. Bu nedenle "Çocuklarla ilgili," denen her şeyi dikkatle izliyor, sonra bazen bilgimle, bazen emeğimle, bazen yüreğimle orada olmaya çalışıyorum. Geçtiğimiz günlerde peş peşe çocuklar için aktiviteler düzenlendi.
Bizim çocuklarımız için, bizim geleceğimiz için yapılmaya çalışılan bu aktiviteleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
HAZİNE SANDIKLARI Eskiden hemen herkesin evinde sandıklar vardı. Annemin, sandığını açtığı anlar büyülüydü. İçindekileri görebilmek, annemle bir sırrı paylaşmak gibiydi. Çünkü annem için değerli olan her şey o sandıkta dururdu. Kendi eliyle işlediği, kullanmaya kıyamadığı örtüler, bohçalar... Özel bir gün için dikilmeyi bekleyen kumaşlar... Bizim bebekliğimize ilişkin bazı anılar ve herkesden gizlediği, göstermediği ona ilişkin anılar... Evden ayrılırken o büyülü sandık açılmış ve içindekilerden bazıları benim için çıkartılmıştı. Özenle sakladıklarını vermek zor geliyor mu, diye annemin yüzüne bakmıştım.
Yüzündeki mutluluk, sandığı açtığı zamanlardakinden daha yoğundu. Benim bu paylaşımdan hoşlanmış olmamdan duyduğu zevk unutulmazdı. İşte o zaman anlamıştım: Sandıkta saklananlar, çıkarılıp paylaşıldığında daha çok değer kazanıyordu.
15 yıl önce başka bir yerde, başka bir kadın, bir anne Ayşe Özyeğin, sandığında sakladıklarını çıkarmış ve sadece kendi çocuklarıyla değil, tüm çocuklar ve annelerle paylaşabilmek için Anne Çocuk Eğitim Vakfı'nın (AÇEV) temellerini atmıştı. Onunla birlikte başlayan bu paylaşım büyümüş ve 5 binin üstünde gönüllü ile çocukları büyütecek anneleri, babaları eğitmeye, çocukların eğitilmek için okula gitmesini sağlamaya çalışan büyük bir aile olmuş. Şimdi İstinye Park Alışveriş Merkezi'nde, Antik Park'ın önünde küçük boyalı sandıklardan oluşmuş ve 10 Aralık'a kadar orada duracak iki sandık adası var. Onları gördüğünüzde sakın şaşırmayın. Çünkü hepsini yüreğindeki tüm renkleri sevgiyle karıştırarak Günseli Kato boyamış, desenlemiş, sanattan bir hazine oluşturmuş. Onlar gerçek birer hazine sandığı... Çünkü içlerinde 100 ailenin eğitimi ile birlikte ülkemizin geleceğini saklıyorlar.
Bütün yapılması gereken, bedelini ödeyerek bir tanesini almak ve bu hazineyi bulmak. Hatta bunu her yaştaki çocuklarınızla yapmalısınız ki, onlar da sizinle paylaşmanın hazzını yaşarken, gerçek hazinenin çalışmak, üretmek ve üstüne düşeni, elinden geleni yapmak ve onları paylaşmak olduğunu öğrensinler.
ÖPÜCÜKTEN ÇEKLER Tohum Otizm Vakfı, otizim gibi korkulan ve ihmal edilen bir soruna destek olmak için çalışmalara başladı. "Tohuma su gerek," dediler ve projeler, eğitim programları derken kısa bir süre önce otistik çocuklar için bir okula ulaştılar.
Tohum fidan oldu, ama hâlâ suya ihtiyacı var.
Vakıf Başkanı Mine Narin "Biz küçükken büyükler bizi öper, ama özürü olan çocuklardan uzak dururlardı," dedi.
Değişen pek bir şey yok.
Ama uzak durmak, sorunların yok olmasını sağlamıyor, aksine artırıyor.
Onlar için de bir başka sanatçı Kutluğ Ataman, üzerinde tüm çocuklar için rengârenk öpücükler olan çekler hazırlamış. Önümüz bayram ve yılbaşı. Armağan edeceğiniz çeklerle, armağan verdiğiniz kişiye ihtiyacı olan bir otistik çocuğa burs sağlama gururunu yaşatmış olacaksınız. Bundan daha değerli bir armağan olabilir mi? Hele yanına bir de kendi öpücüğünüzü eklerseniz. (Çekler: 212 244 71 10 numaralı telefondan veya www.tohumotizm.org.tr alınabilir.) Günlerdir çocuk tacizini tartışıyoruz. Dövülen çocuklarımızdan, cinsel tacize uğrayan yavrularımızdan, öldürülen çocuklardan, annelerden bahsediyoruz ve üzüntülerimizi dile getiriyoruz. Bunların hepsinin temelinde eğitimsizlik var. Anneler daha eğitimli olursa, eğitimli anneler çocuk yetiştirirse, çocuklarımız okul öncesi dahil düzgün eğitim alırsa, hepsi ile baş etmek kolaylaşır. Anlattım, birçok insan bizim geleceğimiz için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Peki biz ne yapıyoruz.? Oysa hepimiz bir şeyler yapmak istiyoruz... Hepimizin yüreği acıyor ve hepimiz gelecek için, çocuklarımız için endişeleniyoruz. Öyleyse haydi, hep birlikte kalplerimizi sandıklardan çıkaralım.
Yayın tarihi: 29 Kasım 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/29/ct/haber,E683AB6B52B6439DAF2996609436B2AA.html
Tüm hakları saklıdır.