Çocukluğumdan beri kırmızıyı severim. Annemle ne zaman alışverişe gitsek, ne alacak olursak olalım ben kırmızısını isterdim. Annem başka renklere gerek duyduğumu söylese de, kırmızı bir şey alırlardı. Büyüdükçe bu kırmızı merakım değişmedi. Çevreden yakıştığını söyledikleri için de gittikçe yerleşti. Kırmızı giymek için hiçbir fırsatı kaçırmam. Bu nedenle olsa gerek elime Excel İletişim tarafından hazırlanan, bir kampanya tanıtımı geçtiğinde çok sevindim. Çünkü kampanyanın adı "Kalbini sev kırmızı giy!" Türk Kardiyoloji Derneği tarafından yapılan ve Becel'in koşulsuz katkılarıyla sürdürülen kampanyanın amacı kalp hastalıklarına dikkat çekmek ve kalbimizi nasıl koruyacağımızı öğretmek... Kalbimizi korumanın çok önemi var. Çünkü dünyada her yıl 17.5 milyon kişi, kalp ve damar hastalıklarından yaşamını kaybediyor. Bu aynı zamanda büyük oranda çocuğun annesiz ya da babasız kalması demektir. Hatta bu ölümlerin bir kısmı ölümün hiç yakışmadığı çocuk ve gençlerden oluşuyor.
Türkiye'de ölümlerin yüzde 48'i kalp ve damar hastalıklarından oluyormuş.
Demek ki hem çocuklarımızı hem de kendimizi koruyabilmek için, onları bizsiz, bizi onlarsız bırakmamak için öğrenmemiz gereken şeyler var.
Öncelikle doğru beslenmeyi öğrenmemiz ve öğretmemiz gerekiyor. Artık anneler, iyi anne olmanın yolunun aşırı beslenmiş, obez çocuklar büyütmek olmadığını biliyor.
Gerçi hâlâ birçok insan çocuklara bakıp "Zayıf, iyi bakamıyorsun galiba," dese de sağlıklı olmanın şişman olmakla ilgili olmadığını herkesin öğrenmesi gerekir. Çünkü sonrasında gelen diyet çılgınlığının yol açacağı sorunları sıkça görüyoruz. Sağlıklı bir kalp ve beden için ikinci gerekli olan şey ise spor ve hareket.
Televizyon, bilgisayar gibi hepimizi gittikçe hareketsiz bırakan bir sürü cazip teknoloji varken hem kendimizin hem çocuklarımızın sadece sağlık için spor yapmayı öğrenmesi kolay değil. Ama sağlıklı yaşamak için gerekli olduğuna göre en azından onlarla birlikte yürüyüş yapmalıyız.
Sağlıklı yaşam, kalp ve damar sağlığı denilince, başka bir kampanyayı da unutmamak gerekir. Dumansız hava sahası kampanyası devam ediyor.
Havalar soğumaya başladı. Artık çocuklarımızla kapalı alanlarda gezeceğiz. Kapalı alanlarda, özellikle çocuklarımızla olacağımız alanlarda sigara içilmiyor olması bu kış onların ve bizim sağlığımız için önemli bir katkı olacak. 19 Mayıs'da kampanya başladığında çıkan öfkeli sesler azalmaya başladı. Çünkü kimsenin sigara içme özgürlüğüne karışan olmadığını herkes görüyor.
Kampanyanın amacı sigara içenler de dahil olmak üzere, büyük küçük herkese dumansız hava sahaları yaratarak sağlıklarını korumaktı. Bu amacına anne babaların desteğiyle adım adım ulaşıyor.
Evet, kırmızı giymekten başladık.
"Kalbini sev kırmızı giy!" kampanyası 28 Eylül'de başladı, sürüyor. Kalp ve damar hastalıklarının yanı sıra kalbimizi olumsuzluklardan, yanlışlardan, kötülüklerden de korumayı öğrenmemiz ve çocuklarımıza öğretmemiz gerekir.
Bunun yolu tabii ki aklımızı kullanmaktan geçiyor. Kırmızı giyerek hem kampanyaya destek vermiş, kalp ve damar sağlığımızı korumak için düzenli beslenme, hareket ve dumansız hava sahasının önemini anladığımızı göstermiş olacağız. Hem de kırmızı kıyafetlerimizle bir yandan canlı görüneceğiz, bir yandan da birbirimizi tanıyabileceğiz. Ben zaten kırmızı giyiyorum. Ya siz kendinizin ve çocuklarınızın kalbini seviyor musunuz?
Yayın tarihi: 4 Ekim 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/04/ct/haber,BFCE81F0A5504E9892CD241DD490313C.html
Tüm hakları saklıdır.