Avrupa Kültür Başkenti şapkasını
2010 yılında takacak olan
İstanbul'un hazırlıklarıyla ilgili bugüne kadar hep
'tanıtım' konusundaki yetersizliği bu sütunlarda eleştirdim.
Ancak bir de madalyonun öteki yüzü var.
Dün sabah, bu konuda yetkili kılınan ajansın
Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu' ndan ve de oluşturulan komitenin temsilcilerinden, 2010 için yapılmakta olan ve yapılacak projeleri dinledik.
Açıkçası nefesim kesildi.
İçimden, bugüne kadar bunların dörtte biri yapılsaydı İstanbul çoktan dünya başkentleri arasında hak ettiği yere gelmişti diye düşündüm.
Her sokakta müzik Dolayısıyla belki ön tanıtım konusu yeterince olmadı ve özellikle kültür merkezleri, konser solanları gibi projenin çok önemli ayakları, belki bürokrasi belki başka sebepler yüzünden aksadı ama dün sabah dinlediğim projeler müthişti.
Müzik Yönetmeni
Garo Mafyan'dan ayak üstü sohbetimizde İstanbul'un köşe bucak her yerinden müzik sesi geleceğini öğrendim. Konservatuvar öğrencilerinin projeye dahil olması tamammış mesela.
Meydanları olmasa da İstanbul'un sadece bildik merkezlerinden değil, örneğin
Ümraniye'den ya da
Bayrampaşa'dan da orkestralar geçsin, üçdört tane sanatçı bir araya gelsin bir sokak başında müzik yapsın demişler ve de çok iyi etmişler bence.
Müzik ve Opera Yönetmeni
Cem Mansur'un izlettiği bir video çok etkileyiciydi mesela. Bir yandan Mansur bir orkestra yönetiyor, öte yanda küçük bir kız çocuğu eline aldığı bir çubukla şefi taklit ederek müziğin içine dalıyor. Bu anlamda sanıyorum,
'Sahne senin İstanbul' pek bir başarılı slogan.
2010 projesi sayesinde müzelerimizin elden geçeceğini, yeni müze girişimleri olduğunu bilmek umut verici.
Hedef 10 milyon turist Başından beri yıkımına karşı olduğum ve şu anda yıkılmayıp yenilenmek üzere projesine başlanan
Atatürk Kültür Merkezi'nin bu projeye yetişecek olması da sevindirici.
İstanbul'un tasarım merkezi haline gelmesini amaçlayan projelerin desteklenmesi,
"İstanbul'da Ölmeden Önce Yapmanız Gerereken 100 şey' isimli bir kitabın yazılıyor olması ya da ünlü
Hollywood filmlerinin yapımcısı
Brad Epstein gibi bir isme İstanbul'da geçen bir aşk filmi sipariş edilmesi sanıyorum müthiş bir İstanbul tanıtımı yapacak etkide projeler. İstanbul'a gelecek ünlü yazarların, sanatçıların tek tek ismini yazmaya bu sütunlar yetmeyecek belli .
Tüm projeler hayata geçirilirken, 2010'un turizme olan etkisini de unutmamak gerekiyor.
Ne kadar çok doğru proje doğru zamanda dünyayla buluşursa İstanbul'a gelecek olan turist sayısı da o kadar artacak.
İstanbul'a hali hazırda
6 milyon turist geliyor. Ajans,bu sayıyı
2010'da 10 milyonun üzerine çıkartmak için de hazırlık yapıyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
2010 için 'İstanbul'da geçen bir aşk hikâyesi' sipariş edildi!
Yayın tarihi: 26 Kasım 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/26//kadak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.