kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Dalgalanmalarda müdahale yapılır"

Giriş Saati : 19.11.2008 14:22
Güncelleme : 19.11.2008 19:29
Yeni Haber
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, ekonomi yönetiminin piyasalarda aşırı dalgalanma ve oynaklık karşısında gerekli sistematik müdahaleleri her zaman yapacağına kaydederek, kamu harcamalarında, iş yatırımlarında ve cari harcamalarda amaca yönelik, hedefi belirlenmiş odaklanmanın bu dönemin kritik yeniden yapılandırmalardan birini oluşturacağını söyledi.

5. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurasına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik katıldı.

Şuranın açılışında konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, istişarenin önemli olduğunu belirterek, gelecek dönemde temel hedefin öncelikle büyüme ve istihdamda makul ve potansiyel trendleri devam ettirmek, yatırım, ihracat ve üretimi de imkan ve kaynaklar ölçüsünde desteklemek olduğunu söyledi.

Bütün dünyanın kriz sürecinde tartıştığı "en büyülü" kavramın koordinasyon olduğunu vurgulayan Ekren, bunun sadece küresel ekonomiler için değil ulasal ekonomiler için de önemli olduğunu söyledi.

"HER BÖLGENİN HER SEKTÖRÜN KENDİNE HAS ÖZELLİKLERİ VAR"

Koordineli olmanın "aynı şeyleri tıpa tıp yapmakla" karıştırılmaması gerektiğini ifade eden Ekren, her ülkenin, her sektörün kendine has özellikleri bulunduğunun dikkate alınmasının önemine değindi. Ekren, "Bu şuradan da beklediğimiz de kendi ulusal, ekonomik yapı ve sistemimiz içinde her sektörün ve her bölgenin ihtiyaçlarını net bir biçimde belirleyerek, aynı şeyleri yapmaktan daha çok farklı şeyleri yaparak ve koordineli olarak Türkiye'nin büyüme, istihdam ve ihracatı arttırmak" dedi.

"YÖNETİLEBİR PİYASA EKONOMİSİ EN ÖNEMLİ MEKANİZMA"

Yönetilebilir piyasa ekonomisinin yeni dönemdeki en önemli mekanizma olacağını vurgulayan Ekren, Türkiye'nin bölgesel aktörden çok küresel aktör aday olduğunu ifade etti. Ekren, Türkiye'nin küresel sistemle entegre olduğunu kaydederek, böyle bakıldığında küresel ve finansal krizden etkilenmeme ihtimalinin söz konusu olmadığını belirtti. Bunun her zaman söylendiğini ve bununla ilgili formülasyonların da oluşturulduğunu dile getiren Ekren, "Etkilenmemekten daha çok hasar milimazyonu dediğimiz yeni bir kavramla olaya yaklaşıyoruz. Türkiye'nin temel makro ekonomi göstergeleri ve dengeleri kriz olmasa bile Türkiye'nin kendine has konjektür dalgasına girdiğini gösteriyor. Dolayısıyla bu çerçevede küresel krizden ayrı olarak Türkiye'nin kendisine has ihtiyaçlarını özellikle yatırımlar konusundaki duraklamayı tekrar ivme kazandırmalı ve hızlandırmalıyız" diye konuştu.

"KÜRESEL KRİZDE KISA DÖNEMLİ YANGINLARI SÖNDÜRMEK ÖNEMLİ"

Küresel krizde kısa dönemli yangının söndürülmesine yönelik eylemlerin son derece önemli olduğunu, bundan vazgeçilmesinin mümkün olmadığının altını çizen Ekren, dengelerin ve kuralların değiştiğini, dünyanın yeni bir mimari üzerinde çalıştığını belirtti. Bütün ekonomilerde mimari ortamların tartışıldığının altını çizen Ekren, "Türkiye de bu oluşacak yeni kurumların neresinde duracağını, yeni kurumların çaba ve gayretlerinden uzak durmamalı. Vizyonu yeniden gündeme getirmek onu güncellemek önemli. Değişen koşullarda bunu her zaman yapacağız" dedi.

"GÜVEN VE İSTİKRAR OLMAZSA OLMAZ ŞARTLARDAN"

Kuralların ve dengelerin değiştiği, yeni mimarı arayışların oluştuğu dönemde özel ve kamu sektörüyle üzeriden durulması gereken noktaların olduğuna işaret eden Ekren, güven ve istikrarın Türkiye ekonomisi için olmazsa olmaz koşul olarak devam ettirmek olduğunu söyledi. Ekren, şöyle devam etti:

"Ekonomi yönetiminin temel yaklaşımı Hazine ve Maliye'ye nasıl hasar milimizasyonu yapacaksak, onlara da en az yükü getirecek bir düzenlemeyi de birilikte yapmalıyız. Bu çerçevede Hazine, Maliye ve özel sektörün de üstleneceği yükler elbette olacaktır."

Şura sonrasında bölgesel ve sektör bazında ortaya çıkan son tabloyu gözden geçireceklerini ifade eden Ekren, uygulama prosedürlerini belirleyeceklerini kaydetti. Mali disiplin ve kuralın korumanın önemli olduğunu dile getiren Ekren, yeni mimari arayışlarda, yeni yüzyılın şekillendiği bir ortamda Türkiye'nin güçlü mali yapıyla bu sürece hazır olması gerektiğin, kaydetti.

Düzenleme, denetleme ve gözetim sistemlerinin de bir koordinasyonlarının kaçınılmaz olduğunu belirten Ekren, iç piyasada denetimin etkin bir şekilde yapılmasını önemsediklerini söyledi. Kamu harcamalarında, iş yatırım ve cari harcamalarda amaca yönelik, hedefi belirlenmiş harcamalara odaklanmanın bu dönemin ek kritik yeniden yapılandırmalardan birini oluşturacağını belirtti.

Ekren, ekonomi yönetiminin piyasalarda aşırı dalgalanma ve oynaklık karşısında gerekli sistematik müdahaleleri her zaman yapacağına dikkat çekerek, toplantılara bağlı olarak programı belirleyeceğini dile getirdi. Dünyada herkesin uygun dediğini bir reform ajandasının oluşmadığını, bunun üzerinde çalışmalar yapıldığını vurgulayan Ekren, reform ajandasının oluşsa bile bunun uygulama kabiliyetinde politik destek gerektiğini sözlerine ekledi.

"ÖNCELİĞİMİZ BÜYÜMEDEKİ KAN KAYBINI EN AZA İNDİRMEK OLMALI"

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, önceliğin, büyümedeki kan kaybını en aza indirebilmek olduğunu belirterek, "Çünkü ekonomideki daralma, Türkiye'nin üretim kapasitesinin küçülmesi demektir. Türkiye'nin üretim kapasitesinin küçülmesi ise, küresel ekonomi yeniden canlandığında, yarışa daha geriden başlamak demektir" dedi. Dünyayı saran bu "finansal kriz yangınının" daha Türkiye'ye gelmediğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, hissedilen "yangının ateşinin değil, sıcaklığı" olduğunu söyledi.

"KRİZ EN AZ DÜNYAYI BİR BUÇUK YIL DAHA ETKİLEYECEK"

Dünyada, yeni bir rekabet haritasının şekillendiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, bu yeni ekonomik ortamın, yeni politikaların uygulanmasını zorunlu kıldığını söyledi. Hisarcıklıoğlu söyle devam etti:

"Türkiye son 6 yılda yaptığı iktisadi hamleyle dünyanın on yedinci büyük ekonomisi olmayı başarmıştır. Ancak ilk on arasında olmak için gereken sıçramayı bir an önce yapmazsak, ilk yirmi içindeki yerimiz bile tehlikeye girer. Biz görmezden gelsek de, göz ardı etsek de, problemler bizi unutmamaktadır. Yapılması gereken, yapısal bir tedbir çerçevesi üzerinde düşünmektir. Zira biz hazır olsak da olmasak da, bu kriz önümüzdeki en az 1,5 yıl dünya çapında etkili olacaktır. O halde önceliğimiz, büyümedeki kan kaybını en aza indirebilmektedir."

ANKA