kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Kasım 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
KEMAL KERİNÇSİZ

Ergenekon'un kilit ismi konuştu

AJANSLAR
Giriş Saati : 13.11.2008 10:52
Güncelleme : 13.11.2008 19:17
Yeni Haber
Ergenekon davası devam ederken, Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarının bulunduğu gecekonduda kiracı olarak oturan tutuksuz sanık Ali Yiğit, "Kemal Kerinçsiz, ifademi değiştirmem konusunda bana baskı yaptı" dedi.

Duruşmada söz alan tutuksuz sanık Ali Yiğit, bombaların sahibi olduğu gerekçesiyle tutuklu yargılanan emekli astsubay Oktay Yıldırım'ı 4 yıl önce dayısı aracılığıyla tanıdığını ifade etti.

* DURUŞMADAN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...


"ÜMRANİYE'DEKİ BOMBALAR OKTAY YILDIRIM'A AİT" İDDİASI

Yıldırım'ın 'Ali Yiğit'i tanımıyorum' ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını belirten Ali Yiğit, "Oktay Yıldırım'la tanışıklığımı ispata hazırım. Oktay Yıldırım 2006 yılında açtığım manava gelip alışveriş yapardı. Bunun dışında dayımın benzin istasyonuna sık sık gelir, oradaki elemanlara karışırdı. Emniyetteki ifademde Muzaffer Tekin'in de manavıma gelip alışveriş yaptığını söylemiştim. Ancak daha sonra, Tekin'in gelmediğini anladım. Gelen kişi Tekin'e çok benziyordu. Babam çatıda bombaları bulunca ben de dayım Mehmet Demirtaş'a sordum. Dayım, 'O bombaları kimseye söyleme, onlar Oktay Yıldırım'ın. Bunu birileri duyarsa hepimizin başı ağrır' dedi. Babamın ihbarından 15-20 gün önce evi boşaltmıştım" dedi.

Yiğit, polislerin evi aradığını görünce kendisinin de yardım ettiğini ifade ederek, "Babamın ihbarından haberim yoktu. Cezaevindeyken Oktay Yıldırım ve dayım ifademi değiştirmem konusunda beni tehdit ediyorlardı. Ben de onlara 'Tamam siz haklısınız. Ne derseniz yaparsınız' diyordum. Ancak, arkalarından da yasal işlemleri yapıyordum. 15 gün önce Trabzon'daki evim aranmış. '10-15 yıl sonra Ali Yiğit de, siz de göreceksiniz' şeklinde tehditlerde bulunulmuş. Bir zorları varsa beni tehdit etsinler, ailemi rahat bıraksınlar. Tekirdağ Cezaevi'ndeyken Oktay Yıldırım bana bir avukat gönderdi. Avukat bana 'Senin avukatın ben olacağım. Oktay Yıldırım'ı kurtaracağız. Bombaları polis o eve koydu diyeceksin' dedi. Ben cezaevinden çıktıktan sonra da Kemal Kerinçsiz ısrarla beni arıyordu. Daha sonra Kerinçsiz'le Ümraniye'de bir balıkçıda buluştuk. Kerinçsiz, yanındakilerle beraber bana ifademi değiştirmem konusunda baskı yaptı. İfademi değiştirdiğim takdirde rahat yaşayacağımı da söylediler. 15 gün önce evimi kimin arayıp tehdit ettiğinin tespit edilmesini istiyorum" diye konuştu.

ALİ YİĞİT ÇAPRAZ SORGUDA ŞAŞIRDI

Silivri Cezaevi'nde görülen Ergenekon davasının 13'üncü duruşmasında, 3 numaralı sanık olan Ali Yiğit ifadesini verdikten sonra, mahkeme heyeti, avukatlar ve tutuklu sanıkların sorularına çelişkili cevaplar verdi.

İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, Yiğit'in çelişkili cevap verdiğini şu sözlerle dile getirdi:

"Evde polisleri görünce bombalar olduğunu bilerek, eve geri döndün. Eve neden geri döndün? Doğaya aykırı bir şey bu."

Mahkeme Başkanı Şengün'ün bu sorusuna Yiğit şu yanıtı verdi:

"Evde polisleri görünce kaçma gereği duymadım. Kalabalığı görünce eve gittim. Polisler kimsin diye sordular. Ben de daha önce evde oturdum dedim. Kapıyı zorluyorlardı. Ben de zorlamayın, anahtarım var dedim. Gidip anahtarı polislerle aldık."

Mahkeme Başkanı Şengün, "Evi boşalttığın halde anahtar sende neden duruyordu?" sorusunu yöneltti. Yiğit, "Anahtar bendeydi. Kardeşimin yanında duruyordu" dedi.

Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel de, sanık Yiğit'e, "Çatıda poşet var mıydı? Çatının yüksekliği ne kadar" sorusunu yöneltti. Yiğit de çatıda poşet bulunduğunu ve çatının yüksek ve karanlık olduğunu söyledi.

Yiğit, Ümraniye'de ele geçirilen bombaların bulunduğu evin dayısına ait olduğunu ve o evde yaklaşık 8-10 ay kaldığını, bombalar bulunmadan önce çatı katına sadece bir kez çıktığını söyledi. Sandığın içindeki bombaları gördükten sonra bir daha çatı katına çıkmadığını söyledi. Bunun üzerine duruşma hakimlerinden biri, "Herkes çatıya çıkabilir mi? Ev sahibi görmeden kimse çatıya çıkabilir mi?" sorusunu yöneltti. Yiğit, "Hayır, herkes çıkamaz. Siyah yuvarlak bir kutunun içindeydi bombalar" yanıtını verdi.



SANIK OKTAY YILDIRIM'IN TEPKİSİ

Ergenekon tutuklu sanıklarından Oktay Yıldırım, Ali Yiğit'in ifadesine isyan ederek, Yiğit'i soru bombardımanına tuttu. Yıldırım, "Bu kadar özensiz bir iddianame hazırlayan savcılar benim çatıda kaç kiremit olduğunu biliyor. Mehmet Demirtaş ile aynı koğuşta kaldım. Örgüt toplantısı dediği toplantılara kaç kişi katılıyor ve kimler katılıyor?" sorusunu yöneltti. Yiğit de, "Dayım ve birkaç kişi ile beraber Oktay Yıldırım katılıyordu" yanıtını verdi.

Ali Yiğit, Ergenekon tutuklu sanıklarından Muzaffer Tekin'in Çavuşbaşı'nda villası olduğunu söyleyince, Tekin buna tepki göstererek, "Çavuşbaşı'nda villam olduğu, orada silahlar olduğu ve Danıştay saldırısı sonrası çıktığı söyleniyor. Benim Çavuşbaşı'nda bir metre kare arsam yoktur. Ben Ali Yiğit'in sadece gerçekleri söylemesini istiyorum. Bombaların yerini bu kadar iyi biliyorsa, kendisi mi dizdi çatıya" diye konuştu.

Ali Yiğit'in dayısı ve Ergenekon tutuklu sanıklarından Mehmet Demirtaş da, "Ali Yiğit'e ne iş yaptığım da sorulsun" dedi. Yiğit, dayısı olan Demirtaş'ın amcasının yanında bin 500, 2 bin YTL maaşla çalıştığını söyledi.

YİĞİT'E YILDIRIM SORULAR

Ümraniye'de ele geçirilen bombaların sahibi olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan Oktay Yıldırım, Ali Yiğit'e şu soruları yöneltti:

"O.Y: 2007 nisan ve mayıs aylarında nerede yaşadın?

A.Y: Ağabeyimin evinde kaldım. Yakalandığım tarihe kadar da ağabeyimdeydim.

O:Y: Nisan ve mayıs ayları arasında üç ay var. İfadende ağabeyinin evinde 15 gün kaldığını söylemiştin. Bu saçmalık. Kuvai Milliye'yi nereden biliyor, neden sormuş bana?

A.Y: Elindeki kağıtlarda gördüm. Kuvai Milliye takvimleri geldi önce. Ondan sonra sordum.

O:Y: Evde arama yapıldığında dayısın da var mıydı yanında?

A.Y: Hayır yalnızdım.

O:Y: Çatıya ilk çıktığında kutu neredeydi. Elektrik direği çatının neresinden geçiyor?

A.Y: Sağda duruyordu kutu. Elektrik direğinin nerede olduğunu hatırlamıyorum.

O:Y: Muzaffer Tekin adını nerede duydun. İfadene bu adı kim yazdırdı.

A.Y: Kimse yazdırmadı. Danıştay olayında basından öğrendim.

O:Y: Danıştay nedir?

A.Y: O kadar edebiyat bilmiyorum. Çalışmaktan okuyamadım.

O:Y: Babasıyla ihbar konusunda pazarlık yaptığı söyleniyor. Evde arama saat kaçta yapıldı.

A.Y: 4'te yapıldı.

O:Y: Sanık bahsettiği avukatla hangi evinde görüştü.

A.Y: Bayrampaşa olabilir. Avukatıma sorun.

Mahkeme Başkanı Şengün: Bir avukatla nerede görüştüğünü nasıl bilmezsin. Avukatın yanında mıydı?

A.Y: Bayrampaşa veya Tekirdağ'daydım.

O.Y: Bayrampaşa ve Tekirdağ cezaevlerine böyle bir görüşme olup olmadığının sorulmasının, Ali Yiğit'in telefonlarının dinlenip dinlenmediğinin de sorulmasını istiyorum. Gözaltındayken, polisle dışarıda yemek yedi mi? Elleri kelepçeli miydi?

A.Y: Tatbikat için gittiğimizde acıktığımı söyledim yemek yedik. Ellerim kelepçeli değildi. Çok rahattım.

O.Y: Bombalarını bulunduğu kolinin bandı ne renkti.

A.Y: El bombaları ve siyah bir kutu olduğunu gördüm Kahverengi koli bandı vardı.

O.Y: Bombalar bulduğunda, babası ne olduğunu sorduğunda babasına ne yanıt verdi.

A.Y: Babam sordu, bilmiyorum dedim. Sonra gidip beraber baktık.

O.Y: Ali Yiğit, kutuda C4 bombaları olduğunu iddia etmiş. C4'leri nereye koydu

A.Y: Ben C4 olduğunu söylemedim.

KERİNÇSİZ DE YİĞİT'İ SORGULADI

Ergenekon tutuklu sanıklarından Kemal Kerinçsiz de kendisi ile ilgili iddiaları nedeniyle Yiğit'e sorular yöneltti.

K.K: Ben kendisin ne zaman aramışım

A.Y: Kemal Bey, tutuklanmadan 3-4 ay önce beni aradı.

K:K: Benim yerime başkası aramış olabilir mi?

A.Y: Evet olabilir. Ama sesinden hatırlıyorum.

K:K: Lokantada ona baskı yapıldı mı yoksa doğruyu söylemesi mi istendi.

A.Y: Kimseden baskı görmedim. İfademdeki bazı yerleri değiştirmemi istediler. Muzaffer Tekin'in siyah Mercedes'le manavıma gelmesi gibi.

Mahkeme Başkanı Şengül: Sen o sözleri baskıyla mı söyledin

A.Y: Hayır. Kafamda Muzaffer Tekin'in gelmediği netleşti.

K.K: Kendi avukatının yanında başka bir avukatla savcıyla görüşmeye gitmesini söyledin mi?

AY: Söyledi, ben kabul etmedim. Başka bir avukat daha olsaydı kafam daha çok karışacaktı.

K.K: Oynanan oyun bu zavallı çocuk zerinden oynanıyor. Muzaffer Tekin'i tanımadığını, basından gördüğünü söylemiş mi? Gazete ve televizyon takip etmediğini söylediği halde bunu nasıl öğrenmiş. Muzaffer Tekin'in ismi polis tarafından mı söylendi.

A.Y: Hayır. Muzaffer Tekin'in ismini basından gördüm.

Mahkeme Başkanı Şengül: Lokantada sana vaatte bulunuldu mu?

A.Y: Kimse tarafından baskı görmeyeceğim söylendi. Rahat edeceğim ve babamı suçlamam söylendi. Babam silah kaçakçılığı yapıyordu.

K.K: Ev, araba vaadinde bulunuldu mu lokantada?

A.Y: Hayır.

K.K: İhbarı baban mı yaptı?

A.Y: Bilmiyorum. Yapacağını söylemişti. Beni cezaevinde ziyarete geldiğinde ihbarı kendisinin yaptığın söyledi. Baskı altında olduğu için ihbarı babamın yaptığını söylemedim. Babam, bombaları gördükten 3-4 ay sonra ihbar etti. Benim evi boşatmamı beklemiş.


"ALİ YİĞİT'E 600 MİLYAR VAADİNDE BULUNULDU MU ?" İDDİASI

Tutukla sanıklardan Mehmet Demirtaş'ın avukatı şok bir iddiada bulundu. Demirtaş'ın yeğeni olan Ali Yiğit'e ifadesi karşılığında 600 milyar vaat edildiğini ve Yiğit'in de bunu doğrulayıp, "ben devletin adamıyım" deyim demediğin sordu. Yiğit, Demirtaş'ın avukatının iddiasını yalanladı. Demirtaş'ın avukatı, Yiğit'e; Danıştay saldırısının ne zaman yapıldığını sorunca, Yiğit, "tarih olarak bilmiyorum" yanıtını verdi.

DURUŞMA YARINA ERTELENDİ

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada mahkeme heyeti, taleplerin yarın değerlendirilerek karara bağlanmasına ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi.