Paranı sakla ki dilenciler gibi sokağa düşme
İLİŞKİLİ HABERLER
Paranı sakla ki dilenciler gibi sokağa düşme
Lolo'nun bana yaklaşımı erkekçe bir güven içeriyordu. Ve dünya hakkında tükenmez bir bilgisi varmış gibiydi. Sadece inmiş bir lastiği şişirmek ya da satrançta hamle yapmak değil, hislerimi nasıl kontrol edebileceğim, kaderin sonu gelmeyen gizemlerinin nasıl açıklanabileceği gibi anlaşılması çok daha zor şeyler biliyordu. Mesela dilencilerle nasıl başa çıkılacağı... Sanki her yerdeydiler. Sokaklar hasta galerisi gibiydi. Önceleri annemin parasını kapımıza gelen ya da yolda açık avucunu uzatan herkese vermesini izledim. Daha sonra acı dalgasının sonsuz olduğu açıkça ortaya çıktığında sefaletin seviyelerini ayarlamayı öğrenerek daha seçici olmaya başladı. Lolo, onun ahlaki hesaplarının sevimli ama salakça olduğunu düşünüyordu ve ne zaman beni cebimdeki birkaç bozuk parayla annemi taklit ederken yakalasa kaşlarını kaldırıp beni bir kenara çekiyordu. Lolo "Kaç paran var?" diye sorardı. Cebimi boşaltırdım: "Otuz rupi." "Sokakta kaç dilenci var?" Son bir haftada eve gelenlerin sayısını hesaplamaya çalışırdım. Hesabı şaşırdığımda, "Gördün mü?" derdi. "En iyisi paranı kendine sakla da onlar gibi sokaklara düşme!.."
İLİŞKİLİ HABERLER
Paranı sakla ki dilenciler gibi sokağa düşme
Yayın tarihi: 10 Kasım 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/10//haber,C5D647D0850542CB8C4F82B09CA3609F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.