kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Kasım 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Büyükannemi ayakta tutan torunlarıydı

09.11.2008
Büyükannem Toot her sabah saat beşte kalkıyor, evin içinde giydiği pasaklı pijamalarını çıkarıp terziye diktirilmiş döpiyeslerini ve yüksek topuklularını giyiyordu. Makyajı yapılı, korsesini giymiş, cılızlaşan saçları kabartılmış şekilde herkesten önce şehir merkezindeki ofiste olmak için altı buçuk otobüsüne binerdi. Zaman zaman işi hakkında gönülsüz bir gurur duyduğunu itiraf eder, yerel finans dünyasının arka planında aslında neler döndüğünü bize anlatmaktan zevk alırdı. Yine de büyüdüğümde, bana her zaman beyaz çitlerle çevrili bir evin, yemek pişirerek, briç oynayarak ya da kütüphanede gönüllü çalışarak geçirilen zamanların hayalini kurduğunu itiraf etmişti.

SİZ İYİ OLUN, GERİSİ BOŞ
Umutlar ve pişmanlıklar hakkında pek fazla konuşmadığı için bu itirafı beni şaşırtmıştı. Kendisi için hayal ettiği o alternatif tarihi tercih eder miydi bilmiyorum ama kariyeri, bir kadının ev dışında çalışmasının övünülecek bir şey olmadığı bir zamana denk gelmişti. O ve Gramps için sadece kayıp yıllar ve yerine getirilmeyen vaatler anlamına geliyordu. Toot'un kendisini ayakta tuttuğuna inandığı şeyler, torunlarının ihtiyaçlarıydı. Bana birçok kez "Siz çocuklar iyi olduğunuz sürece, gerisi fark etmez" demişti.