"Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış," derler. Ankara ve İzmir'in musluk suyunu içenlerin derdi, bundan çok daha farklı. Bu kentlerimizde musluklardan akan suyu içmek zorunda olanlar, arsenik denen korkunç zehrin bu sulara bulaşmış olduğunu öğrenip dehşete kapılıyorlar. Doğrusu ben de, bunca yıl sularda var olabileceğini hiç duymadığımız arseniğin suyumuzda ne aradığını, nereden geldiğini merak ettim. Züğürt tesellisi olabilecek bir de bilgi edindim. Araştırmalara göre dünyanın 70 ülkesinde, toplam 140 milyon insanın arsenikli su yüzünden sağlığı tehdit altındaymış. Başka deyişle Ankaralı ve İzmirliler bu konuda yalnız değillermiş. Avrupa Birliği içme suyunda insan sağlığına en az zarar verecek arsenik miktarını litre başına 10 mikrogram olarak belirlemiş. Buna göre, bir insan 70 yıllık ortalama ömrü boyunca her gün iki litre su içerse, 70 yılın sonunda vücuduna girecek toplam 0.5 gram arsenik zarar verecek miktarda olmuyormuş. Kuşkusuz tehlike, belirli kentlerde musluk suyu içenler için söz konusu. Fransız İhtilali öncesinde Kral 16. Louis'nin eşi Marie Antoinette'e yoksul halkın yiyecek ekmek bulamadıkları söylendiğinde, "Onlar da pasta yesinler," dediği gibi, yöneticilerimizin de bu kentlerdeki arsenikli içme suyuna isyan edenlere şimdilik Bling H2O ya da daha ucuz pet şişe suları içmelerini önermeleri tek çare gibi görünüyor.