Demokrat Parti daha ön seçimleri tamamlamadan, aralarında diplomatların da bulunduğu çok sayıda kişiyle iddiaya girmiştim.
Barack Obama'nın sadece Demokrat Parti adayı olmakla kalmayıp seçimi de kazanacağını iddia etmiştim. Bu kadar iddialı olmamım birkaç gerekçesi vardı.
İlk olarak Amerikan halkı iki dönem Clinton, iki dönem Bush geleneğinden sıkılmıştı.
Hanedanlığı andıran bu tablodan açık bir şekilde rahatsızdı.
Buna Hillary Clinton'ın kamuoyundaki algısı eklenince Obama beklediğinden kolay bir zafer kazandı.
Başkanlık seçiminde karşısında McCain vardı.
Herkes Obama'nın teninin rengi üzerinde durdu ama onun bir özelliği vardı.
Beyaz bir anneyle siyah bir babanın oğluydu ve tam bir beyaz olarak yetişmişti. Hawaii'de geçen çocukluk, Harvard'da üniversite eğitimi gibi özelliklerine bakınca, Afrikan-Amerikanlardan farkı ortaya çıkıyordu. Aksanı, tavırları, konuşma şekliyle aslında biraz beyaza bile kaçıyor denilebilir onun için.
Tıpkı Hikmet Çetin'in Kürtlüğü gibi bir durum denebilir aslında.
Bu, tenin renginin hiç önemi yok demek değil ama başka bir siyahi adaydan farklı bir algılaması olduğu ve ırkçılar dışındaki ortalama Amerikalıyı rahatsız etmediği kesin.
Yine de 1960'lara kadar ikinci sınıf yurttaş muamelesi gören, ataları köle olarak Amerika'ya getirilen bir siyahın başkan olması ciddi bir devrimdir.
Bu kesinlikle küçümsenemez.
Bu özelliklerine, patlayan küresel kriz eklenince Obama için Beyaz Saray'a giden yol kendiliğinden açılmış oldu. Seçime henüz üç hafta kadar bir süre var ama kamuoyu yoklamalarındaki farkın kapanması kolay görünmüyor.
Obama'nın seçilmesi Amerika'nın dünyadaki algısı açısından önemli.
Bush, Amerikan tarihinde eşi görülmedik derecede düşen memnuniyet seviyesiyle bırakıyor başkanlığı. Bu sadece Amerika için değil, tüm dünya için geçerli.
Obama rengi dolayısıyla tüm dünyada sempatiyle bakılan bir isim olacaktır.Göbek adının Hüseyin olması, Müslüman coğrafyada dini konusunda spekülasyonlara yol açacak, bu bölge halklarının ilgisini çeken bir başkan konumunda bulunacaktır. İngiltere Prensi Charles'ın Müslümanlığı seçtiği dedikoduları gibi, bu kendiliğinden işleyen bir halkla ilişkiler sistemi yerine geçecektir açıkçası.
Amerika'nın da şu anda en fazla ihtiyacı olan şey bu zaten.
Özellikle de Müslüman coğrafyada.
Irak Savaşı'nın yıkıcı etkisi yapılan kamuoyu araştırmalarında net bir şekilde görülüyor.
Pentagon'un son dönemde Silahlı Kuvvetler'e sağladığı anlık istihbarat bile bu oranı ciddi biçimde yükseltmeye yetmedi.
Obama'nın seçilmesiyle bütün değerlendirmeler en azından siyasi uygulamaları net şekilde görülene kadar dramatik bir biçimde değişecektir.
Farklı bir döneme girdiğimiz kesin.
Yayın tarihi: 18 Ekim 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/18//haber,992A5D289EA042BF8E73E386FE00E109.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.