Giriş Saati : 06.10.2008 13:49 Güncelleme : 06.10.2008 14:28
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Türkiye'nin bugün itibarıyla Uluslararası Para Fonu (IMF) kredisine ihtiyacı olmadığını, ancak mutlaka bir çıpaya ihtiyacı bulunduğunu belirterek, bu çıpanın sağlanması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, IMF ile yapılması düşünülen ihtiyati stand-by düzenlemeleri konusunda belirsizliğin ortadan kaldırılması, stand-by anlaşması (Olacak mı? Olmayacak mı?) konusunun netleşmesi gerektiğini bildirdi.
Türkiye'nin IMF ile olan ilişkilerine değinen Yılmaz, IMF ile olan ilişkilerin Türkiye'ye yardım ettiğine değinerek, ''Yapılması gerekenler belli. Bunu sahiplenmesi gereken siyasi irade ortaya çıktı. Bu siyasi irade zaman zaman zorlansa da yapılması gerekenleri yaptı. Bunu dünya kamuoyuna istikrar unsuru olarak ilan etti'' dedi.
Bugün itibarıyla maliye politikasındaki herhangi bir gevşemenin para politikasının duruşunu değiştireceğini ifade eden Yılmaz, mevduat sigortasının dünyada artırıldığının hatırlatılması üzerine, ''Biz 2001 koşullarından farklı bir yerdeyiz. O nedenle bugün itibarıyla bizim sistemimizde yeni bir karar alınmasını gerektiren bir husus yok. Ancak herkes dikkatli olmalı'' diye konuştu.
Yılmaz, fiyat istikrarının büyümenin ana girdisi olduğunu ifade ederek, bunu sağlamak durumunda olduklarını, bunu yaptıkları sürece büyümenin olacağı düşüncesi içinde olduklarını ifade etti.
Küresel düzeyde seyreden finans krizinin Türkiye'ye etkisinin sorulması üzerine Yılmaz, az veya çok bütün ülkeler bu gelişmelerden etkilendiğini etkileneceğini, belirleyici olanın o ülkenin mal, hizmet ve mali piyasaların küresel piyasaya hangi ölçüde entegre olduğunu belirtti. Yılmaz, şöyle devam etti:
''Türkiye'nin ihracatının özellikle yüzde 60'a yakın bir bölümü Euro Bölgesi ve Avrupa ile, ABD ile ihracatımızın oranı son yıllarda giderek azaldı. Yüzde 9 düzeyinden yüzde 6 düzeyine düştü. Bu sorunların ortaya çıkardığı gelişmeler bizim muhatabımız olan piyasalarda daralmaya sebep olur, ekonomik büyüme daralırsa elbette bundan olumsuz olarak etkileneceğiz. Bugün itibarıyla görüyoruz ki ABD'de ve AB'de ekonomi yavaşlıyor. Büyüme aşağı yönde revize ediliyor. Bugün itibarıyla toplam ihracatımızın bir momentum kaybı söz konusu değildir. Fakat bunun alt bileşenlerine baktığımızda örneğin önemli ihracat kalemlerinden olan otomotiv ihracatımıza baktığımızda son bir iki ayda azalma var. Ama ihracatın toplamında bir azalma söz konusu değil. Bu nereden kaynaklanıyor? Çevre petrol ihracatçısı olan ülkelere olan özellikle demir çelik ihracatımız artmış durumda. Dolayısıyla bugün itibarıyla ticaret kanalında olumsuz bir etkilenme söz konusu değil. Ama bu olmayacağı anlamına gelmez.''
Gerek bankacılık sektörünün, gerek şirketlerin yurt dışından aldığı borçlar üzerinde bir daralma söz konusu olur ise bunun Türkiye içinde talep daralması şeklinde kendini göstereceğini dolayısıyla büyümeyi olumsuz yönde etkileyeceğini kaydeden Yılmaz, ''Bugün itibarıyla kredi kanalında tespitlerimize göre bir takım daralmanın ipuçlarını gördük. Almaya başlıyoruz'' dedi
Yılmaz, bugün itibarı ile bankacılık sektörünün yurt dışından aldığı sendikasyon kredilerinin yenilenmesinde herhangi bir zorluk yaşanmadığını, reel kesimin dışardan aldığı borçlanmada da bir azalmanın söz konusu olmadığını ifade etti.