Giriş Saati : 06.10.2008 15:56 Güncelleme : 06.10.2008 16:45
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yolsuzluklar ve mal varlığı tartışmaları ile ilgili olarak, yeni bir öneri getirdi. Daha önce, kendisinin ve Başbakan Erdoğan'ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını isteyen Baykal, AKP'ye seslenerek, "Siz eğer kendi genel başkanınızın dokunulmazlığını kaldırmaya cesaret edemiyorsanız o zaman lütfen benim şu talebimi yerine getirin. Sadece benim dokunulmazlığımı kaldırın. Başbakanın dokunulmazlığı yanında kalsın" dedi.
CHP Lideri Baykal, NTV'nin canlı yayınında Murat Akgün'ün sorularını yanıtlarken, dokunulmazlıklar, yolsuzluklar ve mal varlığı tartışmalarına da değindi. CHP'li milletvekillerinin yolsuzluklar konusunda ciddi çalışmalar içinde olduğunu ifade eden Baykal, önümüzdeki günlerde bu çalışmaların kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti. Baykal, "Ciddi bir çalışma götürülüyor. Nereye el atsanız orada çok büyük yolsuzluk dosyaları var. Biz o konularda ciddi hazırlık gerçekleştirmeden, somut hedefler sonuçlar ortaya çıkmadan, bağlantılar, kanıtlar belgeler ortaya çıkarılmadan bir şey söylememeyi tercih ediyoruz" dedi.
"YOLSUZLUK KAVRAMI SIRADANLAŞTIRILMAMALI" Kamuoyunun bir birine ardına çok fazla yolsuzluk dosyasına muhattap olduğunu anlatan Baykal, insanların da kafasının karıştığını söyledi. Baykal, "Yolsuzluk konusunu olağanlaştırmamak, sıradanlaştırmamak gerekiyor. Yolsuzluk konusunda kamuoyumuzun sindirim kapasitesini dikkate alarak, olayı yedire yedire, anlata anlata bu konuyu yönetmek durumundayız. Bütün bunları dikkate alıyor arkadaşlarımız" diye konuştu.
Son dönemde ortaya çıkan yolsuzluk dosyalarının bugünkü iktidarın yolsuzluk karşısındaki konumunun kamuoyu tarafından ciddiyetle anlaşılmasına yardımcı olduğunu ifade eden Baykal, "Tutarlı, ayrım gözetmeyen net bir yolsuzlukla mücadele zihniyetinin bu iktidarda olmadığı, kendilerinin, yandaşlarının ve siyasi hareketin temelinin yolsuzluklar konusunda çok anlayışlı bir yaklaşım içinde bulunduğu bugün görülmüştür" dedi.
ŞAHİN'E "BANA NE YA" ELEŞTİRİSİ CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Almanya'daki Deniz Feneri davasıyla ilgili olarak Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e de tepki gösterdi. Bakan Şahin'in, Almanya'daki dava için "Bana ne ya" dediğini hatırlatan Baykal, "Türkiye'nin Adalet Bakanı çıkacak diyecek ki "Bana ne ya.' Aynen ifadesi bu. Orada yapılmış olan bir yolsuzluk var. Bana ne ya diyor. Yolsuzluğu yapan bizim vatandaşımız, senin vatandaşın, senin hukuki sorumluluğun var yetkin var. Onu araştırırken sen yardımcı olmak durumundaydın, yardımcı olmadın. Şimdi ortaya çıktı. Alman Mahkemesi diyor ki bizim yakaladığımız piyonlar ele başları Türkiye'de diyor. Türkiye'de elebaşı olanlar en saygın noktalarda görev yapıyor ve Türkiye bunu hazmediyor."
ÇANKAYA BELEDİYESİ'NDEKİ İDDİALAR CHP Lideri Baykal'a, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz'ın, kamuoyuna yansıyan ve çeşitli rüşvet iddialarının dile getirildiği ses kaydı da hatırlatıldı. Konuyu araştırmak üzere komisyon kurduklarını hatırlatan Baykal, "Kısa zamanda komisyondan bir değerlendirme istiyoruz. O değerlendirme sonucunda konuyu yargıya bir an önce intikal ettireceğiz. Ya da farklı bir değerlendirme yapacaksak onu söyleyeceğiz" dedi.
Belediyelerde çeşitli düzeylerde yolsuzlukların yapıldığını ifade eden Baykal, "Bu olayların üzerine yürüme konusunda bizim hiçbir kısıtlamamız yoktur. Kim yaparsa yapsın biz yolsuzluğun üzerine gideriz. Doğrudan yargı el koyduğu zaman hemen arkadaşlara dedik ki istifalarınızı verin. Aldık istifa mektuplarını, şimdi yargı sürecini bekliyoruz. Neyse ki onların bir tanesinde tahliye kararı çıktı. Yargı bu konuya el koymazsa biz yargıyı göreve çağıracağız" diye konuştu.
DOKUNULMAZLIK ÇAĞRISI Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a televizyonda tartışma önerisini yinelerken, dokunulmazlıklar konusunda da yeni bir anlayışını ortaya koydu. TBMM'nin yarın açıldığına dikkat çeken Baykal, "Derhal parlamentoda sayın Başbakan ve benim dokunulmazlıklarım kaldırılmalıdır. Herkesin kalkması Anayasanın değişmesi güçtür. Anayasayı değiştirmeyelim, iki kişinin kaldıralım. Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal. Yarın Meclis açılıyor, yarın kaldıralım" dedi.
Baykal, AKP'lilerin Başbakan Erdoğan'ın genel dokunulmazlığını kaldırmaması durumunda, sadece kendisinin kaldırılmasını istedi. Baykal, "Siz eğer kendi genel başkanınızın dokunulmazlığını kaldırmaya cesaret edemiyorsanız o zaman lütfen benim şu talebimi yerine getirin. Sadece benim dokunulmazlığımı kaldırın. Başbakanın dokunulmazlığı yanında kalsın" dedi.
"TERÖRLE MÜCADELEDE ZİHİN KARIŞIKLIĞI VAR" CHP Genel Başkanı Baykal, Türkiye'nin terörle mücadele konusunda iki temel zafiyeti bulunduğunu söyledi. İlk zafiyetin Kuzey Irak konusu olduğunu belirten Baykal, "Kuzey Irak sorunu çözülemedi. Terörle mücadeledeki en temel konu budur" dedi. Terörle mücadeledeki ikinci zaafın ise "siyasi zihin karışıklığı" olduğunu belirten Baykal, Hükümetin de bu konuda kafasının karışık olduğunu ileri sürdü.
Başbakanın açıklamalarını alışmış değerlendirmelerden birisi olarak yorumlayan CHP Lideri Baykal, "Yeni bir terörle mücadele politikası tercihini yansıttığı kanısında değilim. Genellikle böyle durumlarda Başbakandan duymaya alışkın olduğumuz yuvarlak sözler" dedi.
AKTÜTÜN BASKINI Son yaşanan terör saldırısına işaret eden Baykal, terörle mücadelede zafiyet bulunduğunu bildirdi. Baykal, "Tablo onu gösteriyor. Maalesef 15 diyoruz ama galiba 17. Diğer iki kişi de kayıp. Yılbaşından bu yana toplam 100'ün üzerinde kayıp verdik. Sadece askerin verdiği kayıp değil. Terörle mücadele ağır bir bedel ödetmeye devam ediyor" diye konuştu.
Terörle mücadelede iki temel zafiyet bulunduğunu ifade eden CHP Lideri Baykal, Kuzey Irak'a dikkat çekti. Temel zafiyetlerden birinin Kuzey Irak sorununun çözülememesi olduğunu belirten Baykal, "Kuzey Irak sorunu çözülemedi. Terörle mücadeledeki en temel konu budur. Bir ülkenin kendi ülkesindeki terörle mücadelesindeki en temel nokta bir komşu ülkenin bu teröre destek vermemesidir. Bir komşu ülke eğer teröre destek verirse terörle mücadeleyi başarıya ulaştırmak olağanüstü güç olur. İlk halledilmesi gereken konu budur" dedi. Baykal şunları söyledi:
"Terör coğrafyasının hemen yanı başındaki bir ülke terör örgütünü bağrına basmaktadır. Orada bir anlamda korunaklı bölgesi vardır. Bu olmaz. Hem bu olacak, hem de terörle mücadele edeceğiz. Bu kendimizi aldatmaktır. Kimsenin bizden bunu istemeye hakkı yok. Bu kabul edilemez. İşin özü budur. Bu sorunu çözemedik maalesef."
"ETKİN DİPLOMASİ YAPILMALI" CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a, Kuzey Irak sorunun çözümünde, Irak'taki merkezi otorite ve Kuzey Irak'taki yerel yönetim ve ABD'nin Türkiye'nin muhatabı olduğunu vurguladı. Üç kesimin de bölgede söz sahibi olduğunu ve bunun hukuki dayanakları bulunduğunu belirten Baykal, şunları söyledi:
"Biz onlara komşu ülke diye saygı göstereceğiz, egemenlik haklarına saygı duyacağız. Ama onlar kendi bölgelerini Türkiye'ye yönelik terör örgütüne teslim edecekler. O örgüt orayı kullanacak, oraya yerleşecek. Oradan vur kaç operasyonu yapacak. Buna ne Kuzey Irak otoriteleri, ne merkezi otoritesi, ne de Amerika söz geçiremeyecek; ya da aldırmayacak. Bizden anlayış ve hoşgörü isteyecek. Bu böyle sürdürülemez. Derhal Amerika ve Irak yetkilileri ile bu iş ciddi şekilde müzakere edilmeli. Önce diplomasi devreye sokulmalıdır. Bu konu, etkin diplomasi ile etkin diplomasi nedir? Ağırlıkların korunmasıdır, dengelerin kurulmasıdır, sözün geçirilmesidir. İlla çatışma savaş değildir. Diplomasi de ciddi bir kararlılıkla, önlemlerle desteklenirse bir anlamı olur. Yoksa "temas kuruyoruz, heyet gönderiyoruz' falan diplomasi değil. Bu avutma, bu oyalama. Bu durumu geçiştirmek için bir bahana arayışına teslim olmak. Bizim yaptığımız bu. Amerika ile bu konu konuşulmalıdır. Türkiye'ye yönelik Kuzey Irak'tan askeri operasyon yapılamamalıdır."
ZİHİN KARIŞIKLIĞI VAR Çarşamba günü TBMM'de oylanacak tezkereye CHP olarak destek vereceklerini söyleyen Baykal, Türkiye'nin terörle mücadelesinde ikinci zaafının ise, "siyasi zihin karışıklığı" olduğunu söyledi. Teröre karşı ciddi bir tavır alınması gerektiğine işaret eden Baykal, bütün ciddi ülkelerin terörle mücadele mecburiyetleri ortaya çıktığı zaman terör karşısındaki takınılması gereken tavrı herkesten kararlılıkla beklediğine vurgu yaptı. İspanya ve İngiltere örneklerini veren CHP Lideri Baykal, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"Oralarda terörle mücadele ederken hükümetler, başka bazı siyasi güçlerin terörü anlayışla karşılamasını, terörü hoş görmesini, terörü meşrulaştırmak istemesini, terörün tezlerine sözcülük yapmasını kesinlikle kabul etmezler. Bu çok temel bir noktadır. Türkiye'deki iktidarın bu konuda ne talep edeceğini bilmesi lazım. İktidarın da kafası karışık. Sorun oradan kaynaklanıyor. Bazen kendisi nerdeyse böyle açılımları hoş görür bir noktaya geliyor.
DTP'YE ELEŞTİRİ Terörle mücadele mutlak kararlılıkla götürülmesi gereken bir mücadeledir. Bu mücadelede terörü mazur görmek isteyenlere göz yumulamaz. "Biz demokrasi anlayışımızın gereği isteyen terör yapar, biz onunla mücadele ederiz, isteyen de terörü haklı bulur, onu himaye eder, onun sözcülüğünü yapar bu da demokrasinin gereğidir' yok böyle bir demokrasi. Dünyada yok böyle bir demokrasi. İngiltere'de, Fransa'da, İspanya'da yok. Bizde de olamaz. Bizde olması demokrasinin gereği değil. Zihin bulanıklığının gereği ve yanlış. Böyle terörle mücadele olmaz. Terörü tanımlamakta ortak anlayış içinde olacağız. Onun karşısında tavır takınmakta hep beraber davranacağız. Terörü mazur göstererek terörle mücadeleyi başarıya ulaştırmak mümkün değil. Terörün dışında kalan herkesin temel görevi terör karşısında kararlı bir tavrı sergilemektir."
TERÖR AYRI, SİYASET AYRI Terörle siyasetin ayrı olduğuna dikkat çeken Baykal, "En ileri siyasi talebi söyleyebilirsiniz. Ama o talebi terörle gerçekleştirmek isteyenlere karşı mutlaka tavır takınacaksınız. Hükümet bu kararlılığı sergilemeli. Tam tersine bunun önünü açıyor. Sırt sıvazlıyor, himaye ediyor. O tezlere yardımcı oluyor. Gevşek, ne istediğini bilmiyor. Tutarlı davranacaksınız bu konuda. Terörle mücadele konusunda zihinler net olacak" diye konuştu.
ETNİK GERGİNLİKLER CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı Altınova beldesinde, iki grup arasında çıkan kavganın Türk - Kürt çatışmasına dönüşmesine de dikkat çekti ve şu uyarılarda bulundu:
"Bu çok kaygı verici bir olay. Bizim etnik farklılaşmayı, bir çatışma konusu haline dönüştürme girişimini hiçbir şekilde anlayışla karşılamamız söz konusu olamaz. Bunu önleminin yolu da bu söylediğim noktadan geçer. Bir yandan hiç kimsenin etnik kimliği, kökü kökeni nedeniyle kimseye karşı ayrımcı bir tavır takınmasına iktidarlar göz yumamaz. Kamu otoritesi bunu anlayışla karşılayamaz. Mazur göremez. Onun kadar önemli olan noktada, etnik kökene dayalı olarak terör girişimi yapanları herkesin takbih etmesini sağlamaktır. Eğer siz etnik terörü takbih etmezseniz, bunun denetim altına alınması giderek güçleşir. Türkiye'de yaşanan sorunun bir boyutu da budur."
TERÖRLE MÜCADELE VE AB CHP Lideri Baykal'a Genelkurmay 2'nci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız'ın AB yolunda yapılan bir takım yasal düzenlemeler konusunda dile getirdiği açıklamalar da hatırlatıldı. Türkiye'nin terörle mücadele konusunda AB standartları açısından bir demokratikleşme ihtiyacı içinde olmadığını vurguladı. Bu konuda gereken adımların fazlasıyla atıldığını belirten Baykal, tam tersine AB ülkelerinde terör sorunu ortaya çıktığı zaman Türkiye'deki standartların çok ötesinde etkin önlemler alındığını hatırlattı. Baykal, "Terörle mücadelede kararlılık ve etkin bir uygulama büyük önem taşır. Türkiye'nin o konuda bir kendi elini tutan bir durum içine girmesi elbette doğal değildir" diye konuştu.
"KILIÇDAROĞLU HER YERE LAYIKTIR" CHP Genel Başkanı Baykal, bir süredir adı CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak anılan CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu'yla ilgili olarak da, "Bu konularda herhangi bir karar alınmış değil. Sayın Kılıçdaroğlu'nun kamuoyunun takdirini ve sevgisini kazanmış, ona yönelik önerilerin ortaya atılmış olmasın büyük bir zevkle, memnuniyetle karşılıyoruz" dedi.
Baykal şöyle konuştu: "Bu konularda herhangi bir karar alınmış değil. Sayın Kılıçdaroğlu'nun kamuoyunun takdirini ve sevgisini kazanmış, ona yönelik önerilerin ortaya atılmış olmasın büyük bir zevkle memnuniyetle karşılıyoruz. Kemal Bey, gerçekten Türk siyasetinin ihtiyaç duyduğu sorumlu, güvenilen, boş konuşmayan, kimseye özel bir hakaret arayışı içinde olmayan ve görevini etkin bir biçimde yapan bir siyasetçi. Çok büyük bir ilgi ve destek kazandı. Bunun daha da ileri noktalara gelmesini temenni ediyoruz. Geleceğinden de kuşku duymuyoruz. Ama belediye başkanlığı konusunda herhangi bir karar alınmış değildir. Önümüzdeki günlerde kim bilir daha ne gibi yıldızlar çıkacak. Ne gibi etkin konumlarda arkadaşlarımız kendilerini gösterecekler. Bütün bunları dikkate alarak uygun bir zamanda kararı alırız. Şu anda alınmış bir karar yok ama Kemal Bey'in yıldızı yükseliyor. Her yeri başarıyla yapacağına inanıyorum, çok etkin bir insan. Her yere layıktır." ANKA