Ben öyle fazla hareketli, sürekli komiklik yapmaya çalışan, ama daha çok şaklabana benzeyen adamlardan hazzetmem. Hem özel hayatımda, hem de arkadaşlıklarımda, böyle insanlara yer veremem. Sinirim bozulur, sonunda dayanamam tepeleyiveririm, rezillik çıkar. O yüzden "En iyisi uzak durmak," derim ve dururum da. Mesela bir akşam
Var mısın Yok musun?'u izlerken böyle bir yarışmacıya denk geldim. Geldik daha doğrusu... Sizin tepkiniz ne oldu bilmiyorum ama, stüdyodakilerin bu kişinin yaptıklarına gülmekten yerlere yatmalarına bir anlam veremediğim gibi, belki ayıp olacak ama, içimden "İnşallah eli boş dönersin be adam!" demeden edemedim. Bir kere adam kendini Süpermen zannediyor. Sürekli bir yerden bir yere zıplıyor, hopluyor, kendini yerlere atıyor, yağlı saçlarını avuçluyor, çuvalımsı pantalonunu çekiştirip duruyor vs. Bu arada arkadaşlarına "Kutun hakkında ne düşünüyorsun?" diye soruyor ama cevabı falan dinlediği yok. Kendisiyle o kadar meşgul ki.. Bir de saygısız yani.. Aynı zamanda da aç gözlünün teki. Kafayı rekor kırmaya takmış. Gerçi benim gözümde en antipatik ekran şaklabanı olarak bu rekoru kırdı bile ama... "Aman neyse adamı nüfusuma mı alacağım, takmayayım," derken, stüdyoya ailesi geldi. Karısı ve anne, babası.. Ve ben iyice delirdim.. Adam önce anne babasını kucakladı, karısını ise sanki yeni tanışmış gibi şöyle usulen bir öptü ve de tokalaştı! Ayol insan karısıyla tokalaşır mı? Bu ne samimiyetsizlik. Ve bütün program boyunca kadının doğru düzgün yüzüne bile bakmadı. Fikrini sormadı. Deyim yerindeyse kadıncağıza tüm program boyunca 'Hoşt köpeğim!' diyen olmadı. (Deyim böyle ben n'apayım?) Şimdi buradan gelelim fazla anacı-babacı, karısını dış kapının mandalı olarak gören kocalara.. Bu insanlar hayatları boyunca çocuk kalırlar. Ana babalarının dizinin dibinden ayrılmak istemez, karısıyla başbaşa tatili falan düşünmezler. Pısırıktırlar, kazık kadar adam olmalarına rağmen ebeveynlerinin sözünden dışarı çıkamazlar. Genel tavırları da böyledir ama özellikle anne babalarının yanında karılarını aşağılamaktan, küçümsemekten, hor görmekten acayip keyif alırlar. Hele evlendikleri kişi aileden pek de onay almamışsa.. Göze girmek, 'Aferin oğlum'u duymak için, aynı yatağı paylaştıkları, onlara tosun gibi çocuklar veren kadınlarına hizmetçi muamelesi yapmaktan imtina etmezler. İyice sığırtmaç ruhlular şiddete başvurmaktan da çekinmezler. Gözünün üstünde kaşın var deyip kadını mütemadiyen hırpalarlar. Ayrıca o kadınlar ağızlarıyla kuş da tutsalar, ne o kocaya, ne de ailesine yaranamazlar. Takdir görmek onlar için bir hayaldir. Hiç durmadan aynı şeylerle suçlanırlar: 'Müsrifsin, pasaklısın, bakımsızsın, suratsızsın, hadi ordan be sen de kadın mısın?' vs. Şimdi bu adamlar tam odunluk eyvallah da, benim hayretim o ağacımsıları ısrarla yanında koca diye taşıyan kadınlara.. Gördükleri davar muamelesine sesini çıkarmamalarına. 'Ayı idi uyu idi kocam idi' hikâyesini hâlâ yaşatmalarına. O yarışmada da söz konusu şaklabanın orada öylece ezik ezik oturan karısına daha çok kızdım mesela.. Ayol seni orada yok sayan, yüzüne bakmayan, insan yerine koymayan bir adam ve ailesi var. Beşinci dakikada kalkıp gitsene stüdyodan.. Ve dahi o insanların tamamen hayatından. Kendini bu kadar ezdirmeye, küçük düşürmeye ne için değebilir ki? Para için desem parası olan adamın o yarışmada işi ne? Eh Allah afetsin, kocada da öyle Brad Pitt'lik bir durum da yoktu hani.. Eee belli ki seni seven de yok o ortamda.. Peki hâlâ ne aldırtırsın kadınlık gururunu ayaklar altına? İşte bu sünepe adamlardan daha çok kızıyorum ben bu kadınlara!
Yayın tarihi: 5 Ekim 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/05/pz/ozicer.html
Tüm hakları saklıdır.