'Elin
ayarı' çok önemli tabii... Önemli olan canını yakacaksın ama iz bırakmayacaksın. Püf noktası nereye ne şiddette 'girişeceğini' bilmek!.. Tuncer Öztarhan ayarı kaçıranlardanmış işte! Eşi Ece Erken'in açıklamasından öğrendik ki, 'eli ağırmış' beyefendinin. Eh karısı da 'narin olunca' uyuşamamışlar. Şöyle diyor Ece: "Yaklaşık iki haftadır eşim ve benim hakkımda yazılanları hayret ve üzüntüyle okuyorum. Bugün biter, yarın biter derken konuşmadığım her geçen gün, yalan, iftira dolu haberlere bir yenisinin daha eklendiğini görüyorum... Eşimin elinin ağır olması, maalesef sinirine yenik düşmesi, benim kırılganlığım, olayları bu noktaya getirdi... Ne eşime, ne aileme, ne de kendime söz söylettiririm. Söylenecek her söze cevabımız vardı ama suskunluğumuz asaletimizdendi." Kızcağızın eti de havalıysa zahir, iyice iz kalıyordu demek! Eh, serde bir de asil kandan geliyor olmak var. (Yeşim Salkım'ın da bir zamanlar eş durumundan, damarlarında mavi kan akıyordu değil mi?) Halbuki Tuncer'in eli hafif, Ece de şöyle iri kemikli sıradan bir 'mahalle kızı' olsaydı, bütün o dayaklar saklanabilecek, kimsenin ruhu duymadan, sekiz yılın sonunda gerçekleşen bu 'aşk izdivacı' kameralara gülücükler ata ata devam edebilecekti. Ama ah ah! İşte o el yok mu o el... Ağırmış! Narin tabii kızcağız, kaldıramamış.
Yayın tarihi: 31 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/31/pz/haber,AECDB5107ED449D89670C07D3A6BF973.html
Tüm hakları saklıdır.