Bir fıkra çıkmış köşemizde.. Coca-Cola klasiği.. Amerikalı müthiş reklamcı, Arabistan duvarlarını Cola reklamlarıyla doldurmuş hani.. Milletin çoğu okuma yazma bilmez diye reklamı, yazısız band olarak planlamış. Birinci resimde adam ölmek üzere çölde.. İkincide bir şişe cola bulup kafaya dikiyor.. Üçüncü de, çölü bir koşuda aşacak kadar canlı..
"Harika" demiş Amerika'da arkadaşları.. "Harikaydı" demiş reklamcı.. Araplar sağdan sola okuyor olmasalardı.."
Ertesi gün e-mail geldi, Akif B. adlı okurdan..
"Mantık hatası var aslında.. Okuma yazma oranı düşükse, cahil Arap, Arap olmanın içgüdüsüyle mi sağdan sola bakıyor reklama.."
Arena'da konserdeyiz. Boğaz'ın yanındayız. Dünyanın en güzel konser mekânı.. Gökte de bir yusyuvarlak ay var ki, mehtap şair yapar insanı.. Yani sessizlik ve sahile vuran dalga sesleri yeter insanı romantik yapmaya bu ortamda.. Yetmez.. Sahnedeki sanatçı yılın en güzel aşk şarkılarından birini okuyor..
Yanımda oturan kız arkadaşım kulağıma eğiliyor ve fısıldıyor..
"Detone!.."
Akif'inki gibi e-mail o kadar çok geliyor ki önüme..
"Yapma Akif.. Yapma.. Yahu haklısın da, haklı olmana değer mi?.
Hayatı, her şeyi bu kadar ciddiye alma.. O fıkranın tepesinde 'Tebessüm' yazıyor.. Gül geç be kardeşim.. Gül geç be" demem gerek hepsine..
Boğaz kenarında o unutulmaz geceyi keyifle, duyguyla, heyecanla yaşamak dururken, binlerce kişinin eşlik ettiği şarkıyı mırıldanmak yerine, ancak en uzman kulakların sezeceği, o gece oraya eğlenmeye değil, o konseri eleştirmeye gelenlerin farkına varacağı yanlış bir notaya takılmak, hatta o yanlış notayı adeta beklemek çabası, arzusu ve hırsı yüzünden geceyi keyifle yaşamamaya değer mi?. Diyelim haklısın.. Diyelim detone.. Ne olmuş yani?..
Niye böyleyiz okurlar?..
Niye böyleyiz dostlar?..
Güzellikleri yaşamak.. Hatta en olumsuz koşullarda güzellikleri bulup çıkararak, hayatımıza güzellikler katmak dururken, ille de pürüzler arayıp bulmak, bulamayınca yaratmak gibi bir huyumuz var.. Sonra da "Mutlu değilim" diyoruz.. En mutlu olması gereken anları bile bulduğumuz, yarattığımız pürüzlerle doldurursak, nasıl mutlu olabiliriz ki..
Hayatı o kadar ciddiye almayın dostlarım.. O kadar ciddiye almayın..
Gülün geçin çoğu zaman.. Pürüz arayan, pürüz algılamaya şartlanan duygularınızı güzelliklerin, hoşlukların peşine düşürün.. Göreceksiniz, bu dünya, bu an, bu hayat nasıl yaşanmaya değer oluyor!..
Mutsuzsak suçluyu etrafta değil, kafamızın içinde arayalım..
Benim bu köşeyi yanlışlarımı bulun diye değil, boş vakitlerinizde okuyun ve hoşça vakit geçirin diye yazdığımı da hiç aklınızdan çıkarmayın..
Bugünkü Tüm Yazıları
Hayatın tadını çıkarmak..
Yayın tarihi: 27 Eylül 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/27//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.