kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Eylül 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Guatrın yaygın görülmesi ihmale neden oluyor

Giriş Saati : 25.09.2008 11:38
Güncelleme : 25.09.2008 23:18
Yeni Haber
Guatrın yaygın görülmesi, kimi tiroid kanserlerinin guatr hastalığı olarak düşünülüp, ihmal edilmesine neden oluyor.

Erken ve doğru tanıyla tiroid kanserlerinin tedavisi ise mümkün. Normal olarak 20-30 gram ağırlığında olan tiroid bezinin boyutu ve ağırlığı, hastalık durumlarında değişebiliyor.

Büyük guatrı olan hastalarda ileri derecede büyümüş guatr nefes ve yemek borusuna basabildiğini belirten Uzm. Dr. Kemal Serçe, bunun ikincil nefes darlığına ve yutma güçlüğüne neden olabildiğini söyledi. Serçe; "Ses tellerine giden sinire baskı nedeniyle de ses kalitesinde değişiklik ve ses kısıklığı oluşabiliyor. Büyük hacimlere ulaşmayan guatrlarda ise hastalık uzun süre bulgu vermeden devam edebiliyor." dedi.

Hastalığın en büyük nedeninin iyot eksikliği olduğuna dikkat çeken Dr. Serçe, şöyle devam etti: "Guatra neden olan karalahana gibi gıdaların çok ve sürekli tüketilmesi, iyot metabolizmasıyla ilişkili ilaçların kullanımı ve bazı kalıtsal bozukluklardır. Tanıda klinik değerlendirme ve fizik muayenenin yanı sıra laboratuvar tetkikleri de çok yardımcı oluyor. Ultrasonografi ve sintigrafi hem tanının doğrulanmasında hem de kanser olasılığının eğerlendirilmesinde ciddi katkı sağlıyor.

Nodüllü guatrlarda eğer böyle bir olasılık akıldan geçiyorsa, mutlaka şüpheli nodülden poliklinik şartlarında veya radyoloji bölümünde ultrasonografi kılavuzluğunda yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisi ile hücre örneği elde edilmeli ve bu örnek deneyimli bir patolog tarafından değerlendirilmelidir. Gıda ürünleriyle iyot alımının artırılması en başarılı ve etkin yöntem. Sofra tuzlarına iyot eklenmesiyle ABD ve birçok Avrupa ülkesinde etkin önleme sağlanabiliyor.

Günümüzde tiroid bezinde nodül veya nodüller gelişmiş olan hastaların bir bölümünde ise cerrahi tedavi gerekmektedir. Cerrahi tedavi önerilmesini gerektiren en önemli unsur, nodüllerden herhangi birinde kanser tanısı ya da şüphesi olması. Ameliyat sonrası uzun süreli izlemde hastaların yaklaşık yüzde 20'sinde tiroid bezinde tekrar büyüme saptanması, ameliyatta geride daha az miktarda tiroid dokusu bırakılmasını daha tercih edilir hale getiriyor."

Hastaların yüzde 15'inin hem tiroid bezinde nodül hem de boyunda şişmiş bir lenf beziyle hekime başvurduğunu belirten Dr. Serçe, hastaların yaklaşık yüzde 20'sinin yakınması ise yalnızca boyunda şişmiş bir lenf bezinden oluştuğunu kaydetti. Bu tümörlerin boyundaki lenf bezlerine sık sıçramasına karşın uzak organlara yayılımının nadir görüldüğüne dikkat çeken Serçe; "Hipertiroidisi olan hastaların da belli bir bölümünde tiroid kanseri görülebiliyor. Graves hastalarının yaklaşık olarak yüzde 5'inin izlemlerinde tiroid kanseri saptanıyor. Bu kanserlerin en az yüzde 75'ini de papiller tiroid kanseri oluşturuyor.

Tiroid kanseri açısından şüphelenilen hastaların tanısı günümüzde ince iğne aspirasyon biyopsisi sayesinde büyük bir oranda ameliyat öncesinde konulabiliyor. Ameliyat öncesinde ince iğne aspirasyon biyopsisinin kullanım sıklığının artmasıyla birlikte, ameliyat sırasında acil patolojik incelemeye olan gereksinim giderek azalıyor." diye konuştu.

(CİHAN)