CHP medyası ne kadar görmezden gelse de Ergenekon olayının tüm boyutları ortaya çıkıyor. Üniversiteden medyaya, silahlı bürokrasiden mafyaya kadar uzanan ahtapot gibi bir oluşumla karşı karşıyayız.
Ellerinde suikast timleri var.
Türkiye'nin faili meçhuller tarihinin bir özeti ortaya çıkabilir bu dava sürecinde.
Oturup kararlar alıp hayata geçiriyorlar ve birtakım masum insanlar bunun bedelini ödüyor.
Bütün bir ülke bu bedeli ödüyor.
Yıllardır bilinen ama üzerine gidilmeyen ilişkiler bu dava süreci sayesinde aydınlanabiliyor.
Bugün SABAH'ın birinci sayfasında yer alan şema, ne kadar devasa bir suç örgütüyle karşı karşıya olduğumuzu ortaya koyuyor. Üstelik bu yapının sadece küçük bir bölümü ortaya çıkarılabilmiş durumda.
Şemanın soru işaretleriyle kaplı kısımları aydınlatılabilecek mi?
Esas soru bu.
Ergenekon'un komutanı denilen kişi deşifre edilebilecek mi?
Bunların aydınlatılabilmesi ülkenin önümüzdeki dönemde sağlıklı bir hukuk devleti olarak yoluna devam etmesi açısından önemli.
Yolsuzlukların, hırsızlıkların üzerine gidilmesi elbette önemli.
Yetim hakkı yiyenlerin adalet önüne çıkarılması elbette önemli.
Yolsuzluğa bulaşanların gazete sayfalarında boy boy ilan edilmesi de önemli.
Ama bu tartışma ortamı, bu gerilimli atmosfer Ergenekon davasını arka plana attırmamalı. Türkiye'nin önünde iki yol var.
Ya her gün kavga edip hiçbir şey yapmayacağız ya da gerçekleri görüp ona göre yasal düzenleme yoluna gideceğiz.
Medyadan siyasete tüm kurumlara, çok iddialı olduğumuz Avrupa Birliği standartlarını getireceğiz. Bir ülkede medya kendine her türlü kurumun üzerinde bir güç vehmetmeye başlarsa, demokrasi zedelenir.
Bir ülkede siyaset kendini her türlü eleştirinin üzerinde görürse de demokrasi zedelenir.
Bunu düzene koymanın tek yolu, medyaya Avrupa'dakilere benzer bir düzenleme getirmek, tekellere, kartellere geçit vermemektir.
Aksi halde, sürekli kavgalı bir ortamda yaşarız ama tablo değişmez.
Bir ülkede gerilim iktidarın işine yaramaz.
Gerilim her zaman demokrasiye sırt çevirmeye hazır kesimlerin ellerini güçlendirir.
Türkiye bir bayrama girme hazırlığında.
Bayram tatilinin ardından yapılması gereken iş, Ulusal Program'a ağırlık vermek kadar, şikâyetçi olunan konularda AB yetkilileriyle işbirliği yaparak düzenlemeye gitmektir. Bu tablo çarpıktır ama her gün atışmayla düzelmez, düzelemez.
Bunun tek yolu vardır, AB destekli değişim ve düzenleme.
Yayın tarihi: 21 Eylül 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/21//haber,4CEA7CC11225443698E686983AD92F67.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.