Ona "Türk Dili'nin Don Kişot'u" diyorlar. En büyük meşguliyeti, gazeteleri satır satır okuyup,
televizyon programlarını kelime kelime takip ederek, dil yanlışlarını bulmak ve düzeltmek. Bunu hiç bir maddi karşılık beklemeden yapıyor. Zaten "gönüllü" olarak anılması ve yel değirmenlerine karşı mızrak sallaması da bu yüzden... Bu köşenin sadık okurları, bu ağdalı peşrev faslının ardından sevgili ağabeyim Hüseyin Movit'ten söz ettiğimi anlamışlardır. En az haftada bir olmak üzere beni arar, "Merhaba sevgili kardeşim" dedikten sonra o hafta içinde yaptığım dil yanlışlarını işaretler. Bir de sınav yapar ki, bakalım doğrusunu biliyor muyum? Yani yaptığım hatanın bilgisizlikten mi yoksa "tashihten" mi kaynaklandığını öğrenmek ister. Sohbetin arkasına bir de enfes hatıra ya da harika bir fıkra bağlar ki, eğer canımı acıtmışsa, pansuman olsun... Hüseyin Movit, son kitabı Suçlular Aramızda'da yine yazılı ve görsel medyadaki yazım ve telaffuz hatalarını ismiyle, cismiyle, günüyle, saatiyle hatta dakikasıyla not etmiş. Onunla da yetinmeyip, yanına "doğrularını" iliştirmiş. Kara tahtaya kalkanlar arasında her gün yazılarını keyifle okuduğumuz, programlarını pür dikkat izlediğimiz ve Türk Dili'ni herkesten iyi kullandıklarını "sandığımız" çok ünlü isimler var. Vallahi ne yalan söyleyeyim, kitabın her sayfasını elim titreyerek açtım. Adım "sınıfta kalanlar" listesinde yer alacak diye ödüm koptu. Ama gördüm ki, Movit'in tedrisatından geçmiş olmak, sınıfı da geçmemi sağlamış... Ben Milli Eğitim Bakanı'nın yerinde olsam, Suçlular Aramızda'yı yardımcı ders kitabı olarak önerirdim. Zira çocuklara dilimizi öğretmenin, yanlışları ve doğruları en neşeli örnekleriyle sunmanın bundan daha iyi bir yöntemi olamaz.
Yayın tarihi: 6 Eylül 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/06/gny/aytug.html
Tüm hakları saklıdır.