Bazen öyle detaylara takılıyorum ki, izlediğim dizinin öyküsünün içine bir türlü giremiyorum. Örneğin; Dudaktan Kalbe dizisinin ilk bölümünde Hüseyin Kenan, "dünyaca ünlü bestekar ve keman virtüözü" olarak tanıtılmıştı. Ama öykü ilerleyeli neredeyse iki yıl olmasına rağmen bizim Kenan Bey'in topu topu iki yeni bestesi var. Bu hızla bir albüm yapması neredeyse 7 yılı bulur! Sanırım Hüseyin Kenan kardeşimiz müzik tarihine "en kısır bestekar" olarak geçmek üzere... Bir de Küçük Kadınlar dizisindeki Bade Hanım'ın yeni lenslerine takmış durumdayım. Dizinin başında gözleri kahverengi idi. Ama son bölümde baktım ki mavi lens kullanıyor. Bade Hanım dediğimiz, zevk için mavi lens alabilecek ekonomik düzeye sahip değil. Zira hepi topu bir köşkte ayak işlerine filan bakıyor. E o zaman nereden çıktı bu mavi lens şimdi?.. Aynı dizide gözümün takıldığı bir başka ayrıntı ise kardeşlerin en küçüğü Cansu'nun kulakları... Son bölümde Cansu'nun kulağında son derece dikkat çekici kocaman bir altın küpe gördüm. Bildiğim kadarıyla kızkardeşlerin durumu buna pek müsait değil. Eh, Cansu da onu evlat edinmek isteyen kötü halasından hiçbir hediye kabul etmediğine göre bu koca altın küpe de neyin nesi? Ah, az daha atlıyordum, bu dizinin de ana sponsoru bir mücevherat firmasıydı, değil mi? Eminim ekran başındaki minikler şimdiden anne babalarına "Cansu küpesi istiyorum" diye tutturmuşlardır...
Yayın tarihi: 6 Eylül 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/06/gny/haber,DAC34128671F4D70B54A1490E5DCABC1.html
Tüm hakları saklıdır.