Merkez Bankası Başkanı
Durmuş Yılmaz'ın Trabzon konuşması enflasyona bağlı olumlu bir tabloyu ve beklentiyi ortaya koyarak faizde sürpriz şekilde erken bir indirim ihtimalini gündeme getirdi. Durmuş Yılmaz'ın konuşmasından özetle şunu çıkardım: Siyasi belirsizliğin azalmasıyla
Türkiye'nin risk primi düşüyor. Petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün de etkisiyle enflasyonda iniş devam edecek. Eğer petrol fiyatlarında yeni bir yükseliş olmazsa enflasyon tahminlerimizi aşağı çekiyoruz. Bu yılsonu için yüzde 10.6 tahminini tek haneli rakamlara indiriyoruz. Enflasyonu gelecek yıl yüzde 6.1 ve 2010 yılı için de yüzde 4.9 tahmin ediyoruz.
-
Tahminlerde indirim- Bilindiği gibi enflasyonda 2009 hedefi yüzde 7.5, 2010 hedefi de yüzde 6.5 olarak alınmıştı. Şimdi tahminlerde aşağı yönlü
bu revizyonun temel nedeni petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş. Merkez Bankası son enflasyon raporunda bu yıl için ortalama enflasyon fiyatını 140 dolar almıştı. Petrol ve döviz kurundaki düşüşten dolayı ağustos ayında enflasyon eksi çıktı ve yıllık bazda da geriledi. Bugünkü veri akışıyla Merkez Bankası enflasyon tahminini düşürdü ve buna bağlı olarak eylül ayından itibaren
ölçülü bir faiz indirimini gündemine aldı.
-
Veri bağımlılığı- Normalde bu indirimin yılsonuna doğru, hatta yeni yılda gündeme geleceği bekleniyordu. Bunu erkene çeken unsur, belirttiğimiz gibi petrol ve emtialardaki hızlı düşüşler oldu. Zaten, Başkan Yılmaz da açıklamalarını yaparken
"son derece veri bağımlısı hale geldiklerini" vurguladı. Yani 18 Eylül'deki Para Politikası Kurulu'nda
faizlerin düşürülmesi petrol fiyatlarının o zamana kadar artmamasına ve diğer bazı verilerin bozulmamasına bağlı. Eğer ortam bozulursa zaten faiz indirimi de işe yaramaz. Hatta boşa gider ve ters teper.
Üstelik bu faiz indirimi seri halde değil; ölçülü, yani bir veya iki defalık olacak. Sonra Merkez Bankası enflasyonun gidişine bakmak için bekleyecek ve belki yeni indirimler yeni yılda gündeme gelebilecek.
Beklemenin nedeni ise faiz kararının ekonomiyi etkileme süresinin 3-9 ay arasında olması, buna bağlı olarak da enflasyon üzerindeki etkisinin 18-24 ayda ortaya çıkması.
-
Piyasalar tedirgin- Türkiye'de ortaya çıkan bu olumlu gelişmeye karşılık küresel piyasalarda ve uluslararası yatırımcılarda tedirginlik sürüyor. Buna bağlı olarak döviz kurunda yukarı yönlü bir hareket ve borsada düşüşler gerçekleşiyor. Faizlerde de yükseliş vardı ama dünkü açıklamalar bunun önünü kesti. Ancak
faiz ile döviz kuru finansal piyasaların pozitif olduğu dönemlerde genellikle aynı yönde hareket ederdi. Bu kez yolları ayrıldı gibi. Belki bu uyum düşüş veya yükseliş yönünde yeniden sağlanabilecek. Ama bu da belli bir zaman alabilir.
-
Ayrışma şartı- Henüz açıklamanın üzerinden çok kısa bir süre geçti. Uyum için bu kısa zaman yetmeyebilir. Ancak
bu uyumsuzluk da piyasalarda belli bir tansiyon yüksekliğinin göstergesi. Türkiye ya petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün verdiği ivmeyle diğer piyasalardan pozitif yönde belli bir süreliğine ayrışacak ve bu durumda faizler 18 Eylül'de düşürülebilecek, ya da küresel piyasalardaki negatif yönlü gelişmeler daha baskın çıkacak ve böyle bir faiz indirimine izin vermeyecek. Enflasyon ve dünkü açıklamayla iki tarafın mücadelesi başladı bile.
- Sonuç- "Rüzgar yoksa dalga da yoktur." Çin Atasözü
Yayın tarihi: 5 Eylül 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/05//haber,BA4CC63469FE425D94E59C51FA1F0569.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.