Sizler bu satırları okurken biz bir grup gazeteci Erivan'da olacağız.
Çocukluk yıllarımın bir bölümü Ağrı Dağı'nın bu yüzünde geçti.
Gece 24.00'te belediye jeneratörü kapatıldığı için karanlığa gömülen Doğubayazıt'ta. Kanalizasyon sistemi olmadığından tuvalete gitmek için evin dışına çıkmak zorundaydık.
Kışın 40-50 santimetreyi bulan karla boğuşurken bir yandan da elimizdeki gaz lambasının sönmemesi için mücadele ederdik.
Gaz lambasının cılız ışığı bembeyaz karın üstüne belli belirsiz vururken, Ağrı Dağı'nın Sovyetler Birliği tarafından dağın yamacına müthiş bir ışık vururdu.
Hatta bir keresinde adı Halley miydi, şimdi net hatırlayamıyorum bir kuyruklu yıldız gelip dağın tam tepesinde durmuştu.
Annem o zamanki söylentilere inanmış, uğursuz geleceğini söyleyip yıldıza bakmama engel olmaya çalışmıştı.
Kaçakçıların atlarla İran'dan Türkiye'ye kaçak çay, fincan takımı, kumaş, tepsi, basit elektronik eşya getirdiği o karanlık, ıssız gecelerde Ermenistan tarafı her zaman ışıl ışıldı. O zamanlar bunun komünistler tarafından bilinçli olarak yapılan bir propaganda olduğu iddia edilirdi.
Rusların Türkiye'ye "Siz orada karanlıktayken, biz burada ışıl ışılız" mesajı verdiği söylenirdi. Aradan 35-40 yıla yakın zaman geçti.
O zaman ne Ermeni katliamı, ne Ermenistan bilirdik.
Dağın öte tarafı komünistlerin oturduğu Sovyet Rusya idi.
Ermeni sorununu tam olarak kavramam için 1988'de Stanford Üniversitesi'ne gitmem gerekti.
Ağustos sonunda gittiğim kampusta Ermeni tehcirine ilişkin fotoğraflar, kitaplar sergileniyordu. İlk kez böyle bir olayla karşılaşıyordum ve açıkçası biraz şaşırmıştım.
Ermenilerin öfkesini tam olarak anlamam için bir Amerikalı dostumun daveti üzerine küçük bir dağ gezisine çıkmam gerekmişti.
Grubumuzda olan Ermeni asıllı doktor benim
Türkiye'den geldiğimi anlayınca sırtını dönmüş ve gün boyunca benimle hiç konuşmamıştı.
Tarihin, bireysel anıların, acıların, zorlukların, karşılıklı suçlamaların gölgesinde ama sonuç itibariyle yüzyıllar boyunca bir arada yaşamış, şimdi birbirinden uzak iki halkın bir futbol topu etrafında bir araya gelmesine tanıklık edeceğiz. Dilerim ki, Cumhurbaşkanı Gül'ün de katılımıyla bu iki ülke ilişkileri arasında yeni bir başlangıca vesile olsun ve uzak komşu Ermenistan artık yakın olsun.
Yayın tarihi: 5 Eylül 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/05//haber,0428CFE098D34BC8B63E4DC3632DBDE5.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.