Seks turları yapmak zorunda kald›m

25 yıldır rehberlik yapan Nadir Bingöl (50), tam 136 ülke dolaşmış. Zaten dünyada bayrak bazında 234 ülke var. Bunların 20'ye yakını da tanınmıyor. Nadir Bingöl bu kadar seyahat etmekten hiç şikâyetçi değil. Aksine bu onun hayat tarzı olmuş. "Rehberliği meslek edinenler, bu işe Makyavelist mantıkla bakanlar da var. Ben bunu etik bulmuyorum," diyor. Geçenlerde bir müşterisi sormuş, "Nadir Bey, o kadar geziyorsunuz, ne öğrendiniz bu hayatta," diye. "Çok ağır bir soruydu," diyor ve anlatıyor: "Şükretmeyi öğrendim, dedim. İnsanların hayal bile edemediklerini ben yaşıyorum. Norveç'te balina köftesi, Fas'ta sarmısaklı köpek balığı kebabı yemek herkese nasip olmaz... Buna karşılık tüm servetim, 57 metrekarelik bir ev." Ama bu evde turlardan arta kalan zamanlarda en fazla bir hafta kalabiliyor. Bir sanat tarihi rehberi olan Bingöl, insanların bilinçli seyahat etmediği fikrinde. "Maldivler'e, Uzakdoğu'ya, Küba'ya gidip hâlâ yanı başındaki Yunanistan'ı görmeyenler var," diyor ve tarihten bir örnek veriyor: "1967 yılında Cevdet Sunay, Charles de Gaulle'ün davetlisi olarak Fransa'ya gitmiş. De Gaulle 'Sizin o Damlataş Mağaranız ne kadar güzel,' diye anlatırken, Sunay buralardan habersiz onu dinliyor. Sunay, Paris'ten dönerken Antalya'ya gidiyor, Damlataş'ı geziyor." SORUNLU

İNSAN HAVAALANINDA BELLİ OLUR
Literatür bazında İtalyanca, İspanyolca, İngilizce, Fransızca bilen Bingöl, çok iyi olmasa da Yunanca ve Almanca da konuşabiliyor. Ona göre bir rehberin en önemli özelliği, insan sevgisine sahip olması. Zaten kendini bir insan bilimi uzmanı olarak değerlendiriyor. "Bir insanın ne kadar sorun çıkaracağı havaalanında belli olur. Ama sıfır önyargıyla hareket ederim. 'Bu kadın ruh doktoruna gitmesi gerekirken tura gelmiş,' desem iş bozulur. Bunun yanı sıra turun da belli kuralları vardır. Saygısızlık edenlere bunu uygun dille hatırlatırım." Nadir Bingöl'e en zor gelen turlar ise seks turları. Etiğine uygun olmasa da birkaç kez ayakta kalmak için kabul etmek zorunda kaldığını söylüyor. "Uzakdoğu ve Küba gibi yerlerde ne olacağını biliyorum. Benim idolüm olan Che'nin memleketinde bunların yapıldığını görmek beni yaralıyor. Gündüz onları dolaştırıyorum, akşam olduğunda da 'Bakın şu bey var ya, sizin isteklerinize yanıt verir sanırım,' diyorum. Acentanın müşterisinin mutsuz olmasına da izin veremem." En beğendiği şehir ise İstanbul. Bu kadar dolaşmanın bazı bedelleri de var. Örneğin cep telefonu faturaları. "Benim ofisim telefonum. En son720 YTL ödedim," diyor.