Böyle geç ayılma durumum her zaman vardır benim. Alışkınım yani. Bu yüzden bütün arsızlığımla utanmadan söylüyorum ki şahane bir öykü kitabı keşfettim. Şimdi siz keşif deyince, yeni çıkanlar reyonunda el değmemiş bir hazineye rastladığımı sanacaksınız ama öyle değil işte... İlk baskı 2001'deymiş. 2002'de de Sait Faik Hikâye Ödülü almış. Dedik ya, geç uyanırım ben. O hazine meğer altı yıldır raflardaymış. Ayıptır söylemesi! Gözümden kaçmış ne yapabilirim? Lafı uzatmayabilirim. Kitabın yazarını ve adını artık anabilirim: Yekta Kopan'ın lezzetli ellerinden çıkmış
Aşk Mutfağından Yalnızlık Tarifleri... Ahh bayıldım! Hayatımın iki en kıymetlisi, yani 'aşk' ve 'mutfak' aynı cümle içinde geçince, ben de kendimden geçtim zaten. Alaçatı'daki kasaba hayatımızda kuzenlerle değiş tokuş şeklinde sürdürdüğümüz kütüphane alışverişimizde, bu isimde bir kitaba rastlayınca kaptığım gibi dooooğru Aqua'ya, plaja... Ben ehembuhur sıcağında pişerken, kitap da elimde eridi gitti. Böyle çok sevdiğim kitaplar bir çırpıda bitince pek üzülüyorum. Neden daha çok yazmadın Yekta, neden? Yazdıysan da bu şapşal sarışın, neden hâlâ seni sadece seslendirme sanatçısı ve NTV'de program yapımcısı sanıyor. Şu sıcak yaz günü beni neden bu kadar utandırıyorsun? Neyse, ben kendi kendime ağzıma biberimi sürdüm, şimdi müsaadenle kitaba adını veren öykündeki iki tarifi okurla paylaşmak istiyorum. Sofrasında kalabalıklar olmazsa o masadan aç kalkan bir kadın olarak mazur gör beni. Ellerine sağlık!
Bugünkü Tüm Yazıları
Geç intikal ve buruk lezzet
Yayın tarihi: 24 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/24/pz/ozicer.html
Tüm hakları saklıdır.