Olimpiyatlar'ın başlaması nedeniyle tüm dünyanın dikkatinin Pekin'de toplandığı gün, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ordusunu Güney Osetya'ya gönderiverdi. Operasyon belki "Zamanlama ustalığı" olarak görülebilir ama asla sürpriz sayılamaz. Çünkü sorunun tüm tarafları Gürcistan'ın bu hamlesini bekliyordu. Ayrıca son 10 günde patlayan bombalarla, açılan tahrik ateşleriyle, savaş uçaklarının kışkırtıcı gövde gösterileriyle Saakaşvili bu adımı atmaya adeta itiliyordu.
Çünkü diplomatik deyimle Güney Osetya'daki "Dondurulmuş ihtilaf"ın buzlarının çözülmesi, herkesin, sorunla ilgili tüm tarafların işine geliyordu. Sayalım:
Öncelikle Saakaşvili'nin böyle bir operasyona şiddetle ihtiyacı vardı. 2-4 Nisan 2008'de Bükreş'te yapılan
NATO zirvesinde Gürcistan'a üyelik için "Yeşil Işık" yakılmaması halkta derin düşkırıklığına yol açtı. Buna giderek ağırlaşan ekonomik sıkıntıların körüklediği hoşnutsuzluk eklenince, halk desteği iyice azalan Gürcistan lideri Güney Osetya kartını oynayarak bir taşla birkaç kuş birden vurmayı hesapladı: Gürcistan'ın
NATO üyeliği için öncelikle toprak bütünlüğünü sağlaması gerektiği argümanını güçlendirmek, diğer ayrılıkçı bölge olan Abhazya'ya gözdağı vererek masaya oturtmak, Rusya'nın -kaçınılmaz-misillemesine karşı ABD'yi müdahaleye zorlamak...
Moskova'nın senaryoları Gürcü saldırısı Rusya'nın da hesaplarına uyuyor: Almanya Dışişleri Bakanı Franz Steinmeier, hiç değilse Abhazya sorununun çözümü için bir girişim başlattı. Hazırladığı plana göre, taraflar arasında görüşmeler için uygun ortam yaratılması amacıyla Gürcistan'ın güç kullanmama taahhüdünde bulunması, ABD, İngiltere, Fransa
Almanya ve gönülsüz katılanRusya'nın oluşturduğu grubun bu taahhüde kefil olması, 250 bini aşkın Gürcü mültecinin Abhazya'daki evlerine dönmeleri gibi güven verici adımlar atılacaktı. İşte bu paket en geç önümüzdeki ortasına kadar Berlin'de yapılacak toplantıda bağlanacaktı. Rusya için Abhazya, stratejik önemi nedeniyle Güney Osetya'dan bin kat daha değerli. Şimdi Moskova, Gürcistan'ın bu operasyonuyla Berlin randevusunun, dolayısıyla Abhazya sorununun çözümü girişiminin torpillendiğini görüyor ve ellerini ovuşturuyor. Ama asıl beklentisi şu: Güney Osetya operasyonu başarısızlıkla sonuçlanırsa Saakaşvili'nin siyasi hayatı bitecek, yerine Rusya yanlısı bir yönetimin gelecek. Krizin bu beklentiye uygun sonuçlanması için Gürcistan askeri tesislerini bombalamak dahil elinden geleni de yapıyor.
"Büyük Oyun"un hamleleri ABD de elbette Gürcü-Oset çatışmasından kazanç sağlayabileceğini düşünüyor: NATO'nun Aralık ayında yapılacak zirvesinde "Mağdur" Gürcistan'a ittifakın kapısının açılmasını, böylece Batı'nın Kafkaslar'a kalıcı olarak yerleşmesini hesaplıyor. Bush ayrıca Güney Osetya bu operasyonla Rusya'dan koparılabilirse, "Büyük Oyun" dediğimiz enerji kaynaklarının ve koridorlarının denetimi savaşında ABD'nin üstünlüğü ele geçireceğini, böylece başkanlığını hiç değilse bir zaferle tamamlamış olacağını düşünüyor.
Dün Pekin'de Olimpiyatlar'ın açılış törenini birlikte izleyen Başkan Bush ile Başbakan Putin de hiç kuşkusuz kafalarından tüm bu olasılıkları geçiriyorlardı.
Ama hesapların hiçbiri tutmayabilir. Daha kötüsü cehennemin açılan kapısını hiç kimse kapatamayabilir. Abhazlar, Kuzey Osetler, Kazaklar silahlarını kapıp Güney Osetya'ya akın etmeye başladılar bile. Hiç kuşkunuz olmasın, onları Çeçenler izleyecek ama karşı tarafın, Gürcüler'in yardımına koşmak için. Ve çete savaşları başlayacak. Vurkaç eylemleri, katliamlar, sabotajlar...
Ama daha ürkütücü ve ne yazık ki daha yakın bir tehlike var: Güney Osetya'daki alevlerin orman yangını gibi hızla Kuzey Osetya, Abhazya, Dağıstan, İnguşya ve ötesine yayılması.
Öyle bir yangın başlarsa, dünyanın tüm itfaiye filoları bir araya gelse söndüremez. Kafkaslar başka yere benzemez.
Yayın tarihi: 9 Ağustos 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/09//safak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.