Siyaset toplum yaşamının çok önemli bir öğesidir.
Ancak toplumsal yaşamda siyasetin dışında da hayat alanları vardır. Ayrıca siyasi olaylara farklı açılardan bakmak da mümkündür.
Bir örnek vereyim.
"Ergenekon" dolayısıyla, güncel darbeci örgütlenmelerle
"İttihatçılık" arasında doğal olarak ilişkiler kuran yorumlar yayınlandı. Haberturk.com.'da konuya giren arkadaşımız Murat Bardakçı ise, İttihatçılara farklı bir açıdan bakmayı denedi.
Bardakçı özetle şu noktaları vurguladı:
- İttihad ve Terakki'nin tarihinin son iki asrında zaten yıkılma sürecine girmiş olan imparatorluğun çöküşünün hızlanmasında rolü bulunduğunu inkar edemeyiz. İttihadçılar heyecanlıydılar, hatta bir kısmı milletlerarası konjonktürden bile habersiz idi ama iktidara gelmelerinden sonraki tek çabaları, imparatorluğun dağılmasını geciktirmeyi sağlayabilmekti.
- Neticede başarısız oldular, başarısızlıkları çöküşü hızlandırdı ve bu genç idealistlerin çoğu, bu uğurda canlarını verdiler. Ama, imparatorluğun küllerinden yeni bir devletin doğmasında muhakkak ki önemli rolleri oldu. Mesela, İstiklal Savaşı'nın zaferle neticelenmesinde, Enver Paşa'nın orduyu gençleştirmesinin olumlu etkilerinden şimdilerde, henüz yeni yeni bahsediliyor.
Telgrafçı sadrazam Murat Bardakçı'yı okuyunca bu kadro hakkında yeniden okumak gereğini hissettim. Unuttuğum ve yeniden hatırladığım bilgiler, sanırım siz sayın okurlarımın da ilgisini çekecektir.
Talat Paşa (1876-1921) Edirne Askeri Rüşdiye'sinden diploma alacağı sırada okulun öğretmenlerinden birini dövdüğü için, belge kendisine verilmemiş. Bu yüzden de kayıt zamanını kaçırıp idadiye (lise) girememiş ve eğitimi ortaokul düzeyinde kalmış.
Edirne Posta ve Telgraf İdaresi'nde memur olarak çalışmaya başlayan Talat (Paşa), 1917'de Sadrazam (Başbakan) olduktan sonra yatak odasına telgraf cihazı koydurtmuş. Kalkıp gece yarısı telgraflarını kendisi çekermiş.
Talat Paşa şu interneti görseydi ne derdi acaba?
İttihadçıların
"üç büyüğü" hakkında sayısız kitap bulabilirsiniz. Bunları okuyunca bugünün siyasetine de farklı açılardan bakmak imkanı doğar.
Bu konuyu Murat Bardakçı'nın cümleleri ile bitirelim:
- Enver Paşa Tacikistan'da Rus mitralyözleri tarafından biçildiğinde 41, Talat Paşa Berlin'de bir Ermeni teröristin kurşunlarına hedef olduğunda 47, triumviranın yaş bakımından en büyüğü olan Cemal Paşa ise yaverleriyle beraber Tiflis'te hala aydınlatılamayan bir cinayete kurban gittiğinde sadece 50 yaşındaydı. Siyasetiçi fakat özü ile siyasetin dışındaki bir konuya ise geçen hafta değinmiştik.
Zeus-deyyus meselesi Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Afyonkarahisar'daki Arkeoloji Müzesi'nde gezerken Antik Yunan tanrısı Zeus heykelinin önüne gelince, Müze Müdürü
"Deyyus" kelimesinin
"Zeus"un adından türediğini söylemişti.
Bakan Günay da buna sinirlenmiş ve
"Etimolojik olarak kelime incelenip söylediğiniz yönde bir değişim olmadığı görülürse bunun vebalini ödemek zorunda kalırsınız. Ankara'ya gidince bunu araştıracağım" diye çıkışmıştı müdüre.
Bakan araştırmaları sonunda nereye ulaştı bilemiyorum.
Fakat benim sayın okurlarım bu konuda öylesine bilgi yağdırdılar ki bana, tahmin edemezsiniz. İşte bazıları:
- Zeus ve deyyus arasında etimolojik bağlantı yok. Sadece ses benzerliği var.
"Deyyus" Farsçadır, Hint-Avrupa dilleri ailesindendir ve bu yüzden onlarla
"birader-brother", "mader-mother", "peder-father" gibi sürüyle gerçek etimolojik benzerlik içerir. Latincede
"Tanrı" anlamına gelen
"Deus" kelimesi size tanıdık gelecektir.
"Zeus" kelimesinin
"Deus"tan geldiği birçok kaynakta geçiyor.
Alper Ecer - Zeus ve Deyyus köken olarak aynı olabilir. Mesela
"Kâbe" ve
"Kybele" nin ayni kökten geldiğini bilim adamları ciddi ciddi tartışıyor. Oysa Kybele Galatların belki de Friglerin tanrıçası... Kybele'nin Türkçedeki iz düşümü
"Sibel", Avrupa dillerindeki izdüşümleri ise
"Sybill", "Sabel", "Izabel", "Isabella" dır.
Tamer Yılmaz Herkül bir hergele miydi? - Burada söz konusu olan kelime belli ki
"Deus" tur, bu kelime de "Zeus"... Deizm de bu kelimeden türemiştir. Müdür beyin bu ses benzerliğini şaka amacıyla kullanmak istemiş olduğunu düşünmek istiyorum. Bilmemesini ise düşünemiyorum.
Ethem Erginöz Sanıyorum etimolojiden hoşlanıyorsunuz benim gibi. Yalnız
"Deyyus"un karşılığı olarak verdiğiniz
"Kavat" Türkçe değil Arapçadır ve orijinali
"Gavvat"tır.
"Gavt" kadın satmak anlamına gelir; gavvat da bu işin yapılışını ifade eden mübalağa anlamı olan bir kelimedir. Tıpkı şu örnekteki gibidir:
"Iyş" içki içmek;
"Ayyaş" çok içki içen.
Mustafa Parlak Sayın Ersin Özarslan'a, Sayın Kadir Dayıoğlu'na ve Sayın Ahmet Hoşbakan'a da verdikleri bilgilerden ötürü teşekkür ederim.
Bu bilgiler arasında
"Herkül" ile
"Hergele" arasındaki bağlantıların irdelenmesi de vardı.
Yayın tarihi: 3 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/03//haber,CBD8B7A23245499797FAA166FC26A11C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.