Botoks bebeklerine güzel yaşlanma dersi..

Önce Ünal hatırladı, "Hatırladın mı" dedi, bana.. "Gina Lollobrigida oynamıştı. Telly Savalas da vardı.."
Hayal meyal hatırladım. Eve gelince de sinema arşivime daldım..
1968.. Buona Sera Bayan Campell .. Gina Lollobrigida oynuyor. Savaş biterken üç Amerikan askeri ile yatmış. Sonra bir kızı olmuş.. Askerlerin üçüne de "Bu senin kızın" diye maaş bağlatmış.. Telly Savalas, Phil Silvers ve Peter Lawford da muhtemel babalar.. Nerdeyse 40 yıl sonra uçan kuşa borcu olan Catherine Nolan, bu filmden yola çıkıp içine Abba şarkılarını yerleştirdiği Mama Mia'yı yazınca, İngiltere'nin en zengin kadınlarından biri olmuş..
Bunu niye yazdım..
Yıllar önce Londra'da izleyip döndüğümde Mama Mia'yı, "Abba şarkılarından bu müzikal çıkarsa Sezen şarkılarından neler çıkmaz" diye yazmıştım. Sezen'in hemen tüm şarkıları böyle bir öykünün temel taşı sanki.. Aşık oldun, şarkısı var. Gitti, şarkısı var.. "Gitme" diye yalvardın şarkısı var..
Annene küstün şarkısı var. Yalnız kaldın şarkısı var.. Şenlik yapıp oynadın şarkısı var.
Olmayan ne?.. Catherine Nolan kafası.. Biri çıksa, bu işi yapsa, köşeyi döner.. Niye dönmüyor o zaman?..
Mesela harika bir diyalog ve oyun yazarı, müthiş zeka Uğur Uludağ?..
Mamma Mia olağanüstü bir film..
En olağanüstü yanı da Meryl Streep .. 59 yaşındaki kadını görmeniz ve dinlemeniz gerek.. Evet, dinlemeniz.. Money Money dahil Abba'nın pek çok şarkısını kendi sesiyle söylüyor.. Ve de nasıl dans ediyor?.. Oyunculuğuna zaten diyecek yok.. Bol Oscar'ı var. Bu filmle de alırsa şaşmam..
Ama asıl altını çizdiğim Meryl bunların hiçbiri değil..
Filmde müthiş bir ders var.. Tüm kadınlarımıza, hele de şov dünyasındakilere muhteşem bir "Güzel yaşlanma" dersi.. Bu dersi onlara Meryl Streep veriyor..
Bizim "Güzel" yaşlanmayı bilemeyen ve arka arkaya yaptırdıkları botoks iğneleriyle tüm yüz sinirlerini öldürüp, suratlarını duygusuz ve ifadesiz maskelere çevirdiklerinde genç kaldıklarını sanan geri zekalılarımız bu Meryl'i izleyip, güzel yaşlanmanın ne demek olduğunu görmeliler..
Yani yüz çizgileri, göz altı kırışıkları bir kadına bu kadar mı yakışır?.. Yüz tam anlamını koruyarak, tüm duygusallığı ve etkinliğiyle olgunluğu yaşarken, müthiş sporcu vücut değme gençlere taş çıkartacak bir coşku içinde hem de ne danslar yapıyor.. Yaşlandırmamayı başardığı ruhu ise, onu hayat yarışında genç kızının bile önüne geçiriyor..
Yani iş, yüzü öldürüp maskeye çevirmekte değil, ruhu yaşatmakta.. O zaman yüz de, vücut da çökmüyor, hala güzel, hala çekici kalabiliyor. Jane Fonda böyle değil mi?. Hala bayılmıyor musunuz izlerken.. Ayni yaştaki bizim botoks bebeklerinin sahte yüzlerine bakamayıp başınızı eğerken..
Filmde eski James Bond Pierce Brosnan dahil şarkılarda dublör kullanan yok. Herkes kendi söylemiş. Çok da iyi söylemiş.. Bu da Abba'nın hemen tüm şarkılarının neden Hit olduğunu anlatıyor zaten.. Herkes söyleyebiliyor da ondan..
Meryl'le bir gecelik aşk yaşamış baba adaylarının üçü de, (Brosnan, Colin Firth ve Stellan Skarsgarsd) çok çok şirinler. Muhtemel babalarını düğüne davet eden genç gelin Amanda Seyfried ve Meryl'in yakın arkadaşları Julie Walters ve Christine Baranski olağanüstü.. Şarkılara eşlik eden koro, dansçılar süper.. Hikaye hoş.. Duygusal sahneler göz yaşlarına saldırıyor.. Şov müthiş.. Müzik müthiş..
Bir yaz günü için, hele Abba'yı bilen kuşaklar için kaçmaz .. Hatta tekrar tekrar izlenir, bıkmadan, usanmadan..
Özellikle, ama ille de "Yaşlanıyorum" dehşetine girilen yaştaki kadınlar mutlaka, ama mutlaka izlemeliler.. Güzel yaşlanmayı öğrenmeleri gerek..