Türkiye 1999'dan bu yana AB ile ilişkilerinde önemli adımlar attı. En başta da
"Devlet Toplum İlişkileri" parça parça da olsa yeniden ele alınıp düzenlenmeye çalışıldı.
Çok şey de yapıldı. Birçok yasa değişti ve sayısız yeni düzenleme getirildi. Ancak başta Anayasa olmak üzere topyekûn bir değişim yapılamadı.
Bu sürecin en önemli nedeni de sivil toplumun demokrasi talebinin yeterince güçlü olmamasıydı.
Gerçi,
Türkiye toplumu geleneksel olarak sandığa
"dökülerek" tavır koyuyor ama iş sokağa gelince ilgi göstermiyordu.
Bu bir biçimde örgütsüzlüğün de göstergesiydi.
Toplumun sokağa bu ilgisizliği son yıllarda değişmeye başladı.
Bunun ilk örneği de Cumhuriyet Mitingleri'ydi. 2007 baharında üzerinde bazı kurumların gölgesine rağmen
"yaşam biçimlerinin değiştirilmesinden samimiyetle kaygı duyanlar" meydanları doldurmuştu.
Belki de o
"gölge" nedeniyle
"Cumhuriyet Mitingleri" umulan etkiyi yaratamadı.
Şimdi
Türkiye'de o eylemlerin tam tersi başka bir
"sokaklara dökülme" eylemi yaşanıyor.
Adı,
"Ortak Akıl Hareketi..." Bu hareket ilk kez 28 Haziran'da Malatya'da meydanlara çıktı. Sonra Samsun, önceki gün de Bursa'da on binlerce insanı buluşturdu.
Hareketin öncülüğünü 160 kuruluşu bir araya getiren
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı yapıyor. O çatı altında Hak-İş Sendikası, Memur-Sen, MÜSİAD ve Mazlum-Der gibi kuruluşlar yer alıyor.
Harekete rengini verenleri ise Genel Koordinatörü
Ayhan Ogan şöyle açıklıyor:
"Milliyetçi, muhafazakâr ve dindar bir camia. " Peki, bu hareket meydanlara çıkıp ne söylüyor?
İlginçtir,
Türkiye'nin muhafazakârları, dindarları ağırlıkla
"darbeler karşısında demokrasi" talep ediyor.
Bir anlamda solun talep etmesi gereken sivilleşmeye yine muhafazakâr siviller "
öncülük " ediyor.
Bu durumu
Ayhan Ogan'a soruyorum.
Ogan, solun vebal altında olduğunu belirtiyor ve şöyle diyor:
"Maalesef sol, bürokrasi üzerinden darbelerle ideolojisini ayakta tutma yoluna gitti. Sol aydınlar da bunun böyle olmasına müsaade ettiler. Hiçbir zaman bu toplumu anlamaya çalışmadılar. Şimdi de aynı şeyi yapıyorlar."
"Kürt sorununu geç fark ettik" Gelelim bu hareketin düzenlediği mitinglere kimlerin katıldığına...
En son Bursa mitingine 150 bin insanın katıldığını anlatan
Ogan'a göre mitinge katılanların çoğu
"ortalama Türk insanı" ve tarihi bir olaya imza atıyorlar.
Ogan işin
"tarihi" yanını şöyle açıyor:
"İlk defa
Türkiye'de insanlar siyaset dışı müdahalelere, bir organizasyonla karşı çıkıyor. Bu kritik sürece darbeyle mi devam edeceğiz, yoksa kendi doğal gelişimi içinde
Türkiye demokratik bir yol seçip bir dünya devleti mi olacak? Bu tarihi bir seçimdir."
"Muhafazakâr siviller"in bu karşı çıkışına solun bir kesimi, liberaller ve Kürtler de katılıyor. Özellikle Kürtlerin mitinglere katılımına dikkat çeken
Ayhan Ogan, muhafazakarlar ve dindarlar açısından
"özeleştiri" denebilecek bir tespitin de altını çiziyor:
"Kürtler 30 yıldır çok acı çekti. Büyük bir travma yaşadılar.
Biz de bunu çok geç fark ettik. Bu nedenle bizim mitinglere Kürtler dört elle sarılıyor. Sorunu çözecek, el uzatacak kim olursa olsun destek veriyorlar. Mesela Malatya'daki miting bittiği halde Kürtler gitmedi. Şaşırdım. Böyle bir sese muhtaç olduklarını söylediler... "
Görünen o ki, Ortak Akıl Hareketi'yle
Türkiye'de ilk kez
"demokrasi" eksenli, sokakta sınanan güçlü yeni bir deneyim yaşanıyor.
Büyük olasılıkla bu deneyim, önümüzdeki günlerde siyasetin yeniden şekillenmesinde de etkileyici olacak.
Yayın tarihi: 22 Temmuz 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/22//haber,09CB039D5111429B89921CC7EF166D13.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.