kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Temmuz 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Nimet Tanrıkulu: Metris, kafalara çivilerin çakıldığı tam bir işkence durağıydı

Nimet Tanrıkulu 19 yaşında yakalandı 12 Eylül'e. Bir yandan üniversiteye hazırlanırken, diğer yandan halk oyunları eğiticiliği yapıyordu. Adı 'Folklorcu Nimet'ti. 1981'in 4 Mayıs'ında Bakırköy'deki evlerinden, anne babasının gözünün önünde ite kaka alınıp götürdüğünde, tam 45 günlük işkenceli günleri de başladı: "Oranın Gayrettepe olduğunu, götürüldüğümde öğrendim. Gözlerim bağlanmadan önce kalasları, ipleri, manyetoyu gördüm. Beni Filistin askısına bağlayıp yukarıya doğru çektiler. Askıdayken elektrik veriyorlardı." Alerjik astım hastası Tanrıkulu, sık sık tıkanan nefesini düzeltmeye çalışırken direnmiş işkenceye. Bu arada ölümlere da tanık olmuş. Adı hâlâ kayıplar listesinde olan Nurettin Yedigöl, sorguda kafasına çivi çakılarak öldürülmüş ve cesedini sorgu odasında görmüş. Bir de 'Tahta Kemal' lakaplı bir devrimciyi hiç unutmamış: "Yaralı yakalanmıştı ve bağırsakları bir poşetin içinde tutuluyordu. Kalorifere bağlıydı ve ona sürekli işkence çığlıkları dinletiyorlardı. Hastanede olması gerekirken, işkence görüyordu." Gözaltından sonra mahkemeye çıkarılmak üzere gönderildiği Metris'te gözetim günleri başlamış Tanrıkulu'nun. Cezaevine gittiğinde sorgudaki şiddetten dolayı çenesinin çıktığını ve bu yüzden hiçbir şey yiyemediği için ciddi biçimde kilo kaybettiğini, şimdi bile çok güçlü olmayan sol kolunun tutmadığını anlatıyor. Sorguda çekilen saçlarının bir kısmı da bir daha çıkmamış: "Durumumun kötü olduğunu anlamışlardı, beni askeri hastaneye götürdüler, sadece bir ağrı kesiciyle geçiştirdiler, rapor da vermediler. Çünkü işkencenin kayıtlara geçmesini istemiyorlardı." Tanrıkulu, gözetimden serbest bırakıldı ve beş yıl boyunca tutuksuz yargılandığı davadan beraat etti.