Yassıada savcısı Ömer Altay Egesel, mahkeme salonunda salladığı
donla anılırdı. Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya da
"Google" ismiyle hatırlarda kalacak. Şayanı tercih bir durum olmakla birlikte, gene de üzücü. Gönül isterdi ki, gelecek nesiller için emsal teşkil edecek bir hukuk abidesine imza atmış olsun. Arama motorundan temin ettiği bilgileri, ayrıca bir denetime tâbi tutmadığı da görülüyor. Meselâ,
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın, 6 Nisan 2006'da, İlim Yayma Cemiyeti'nin Genel Kurulu'ndaki sözleri, bir internet sitesinde yayınlandığı şekliyle iddianameye alınarak,
"Tarihte bu reformlar gerçekleştirilirken kanlı oldu" cümlesi, şiddetin delili sayılmış. Oysa, zabıtlardaki konuşmada,
"kanlı" değil
"sancılı" kelimesi geçiyordu.
Bence bunun sebebi sadece ihmal değil. Melih Gökçek Belediye Başkanı olunca, protesto gösterileri tertip edilmiş ve
"Ankara Melih'e mezar olacak" diye bağırarak tempo tutanlar, mesaj yollayanlar çıkmıştı. 1994, Refah'ın hem Ankara'yı hem de İstanbul'u kazandığı yıldı. İşte o gösteriler üzerine Erbakan, onlara cevaben
"İktidarın el değiştireceğini..." söylemiş,
"Kanlı mı değişecek, kansız mı" diye sorduktan sonra,
"amacın, huzur bozulmadan barış içinde değişimin sağlanması olduğunu" vurgulamıştı.
Erbakan'ın kastını aşan bu cümleleri, eski başsavcı Vural Savaş'ın iddianamesinde
şiddetin delili olarak yer aldı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da kabul gördü.
Yalçınkaya,
"sancılı" kelimesi yerine
"kanlı" kelimesini fazla araştırmaya gerek görmeden bu yüzden, kasten kullanmış olamaz mı? Erbakan'ın, sarf edildiği ortamdan kopartılarak ve amacından saptırılarak iddianameye alınan sözleri, Refah'ın kapatılmasına katkı sağlamıştı.
"Ya tutarsa" diye düşünmüş olabilir başsavcı Yalçınkaya. Sadece
ihmal değil,
kasıt da var gibi geliyor bana.
Yayın tarihi: 20 Haziran 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/20//ilicak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.